Dün tam anlamıyla mezun oldum. Karneleri aldık ve ben artık zorunlu okul hayatıma veda ettim. Her şeyi son kez yapmanın bana verdiği acıyla okul merdivenlerinden tekrar yukarı çıkıp katların arasına dolaşıp sınıfa girmek... O kadar üzücüydü ki kendimi tutmamaktan korktum. Son kez merdivenlerden çıkmak, son kez sınıfın kapısından geçmek, o kapıyı örtmek, sıraya oturmak, son kez öğretmenleri dinlemek çok üzücüydü. Son kez okulda İstiklal Marşı okumak, son karne töreni, son kez kürsüye çıkmak. Sonların, sonu yok.
Artık veda vakti geldiğinde öğretmenlerimle sarılıp biraz duygusallaştık ve ben ingilizce öğretmenime sarılırken artık kendimi tutamayıp ağladım. Ve ben ağlayınca, o da ağladı. Yaklaşık 3 dakika sarılarak ağladık, ama bir ömür gibi geldi. En zoru ise arkadaşlarımdan ayrılmak oldu. Sarılıp bırakmak gelmedi içimden. Sürekli görüşürüz desekte herkesin yeni bir hayatı olacağı için biraz zorlaşacak bu durum. Ve son ayrılık, arkamı dönüp baktığımda gördüğüm 4 yıl. O bankta oturuşum, kürsüde bağırarak şarkı söyleyişim, her geç kaldığımda aynı yerde bekleyen nöbetçi öğretmen, kahkahalarım, ağlamalarım ve hatta çığlıklarım. Hepsi gözümden geçti. O an yapabileceğim tek şey bu dört yıl için teşekkür etmekti. Ben ise bu gücü bile kendimde bulamayıp karneme bakarak, ağlayarak okuldan çıktım. Yüksek ihtimal karnemin kötü geldiğini düşünmüştür çevredekiler. Olsun :") sorun değil.
Umarım bu yeni hayat beni hep güldürür 💖