Gönderi

Büyük güçlerden hiçbiri, herkese umut verecek olan o tek adımı atmadı: diğerlerinin de kendilerini izleyecek kadar aklı başında olduklarına güvenerek kendi nükleer silahlarından kurtulma girişiminde bulunmadı. Ama giderek artan bir umutsuzluğun yaşanması için daha başka nedenler de var: tümüyle bürokratikleşmiş bir sanayi toplumunun oluşması ve bir sonraki bölümde inceleyeceğimiz, bireyin örgüt karşısındaki güçsüzlüğü sorunları. Eğer Amerika ve Batı dünyası, bilinçsiz umutsuzluk durumlarını, inançtan ve direnme gücünden yoksun olma durumlarını sürdürürlerse, yaşamı tümüyle ortadan kaldıracağı için bütün sorunları — nüfus artışı, sıkıntı ve açlık sorunlarını— sona erdirecek olan nükleer silahlarla büyük darbeyi indirme heveslerine engel olamayacaklardır. İnsanoğlunun denetiminde bulunan toplumsal ve kültürel düzenin hangi yönde gelişeceği, bizim, kendi umutsuzluğumuzla uğraşma yetimize bağlıdır. Her şeyden önce, onu görmemiz gerekir. İkinci olarak da, toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamımızı yeniden umut etmemizi olası kılacak yönde değişmeye olanak olup olmadığını düşünmemiz gerekir. Bu yönde bir gerçek olasılık yoksa, umut düpedüz aptallık demektir. Ama gerçek bir olasılık varsa, yeni seçeneklerin incelenmesi ve bu yeni seçeneklerin gerçekleşmesini sağlayacak toplu edimler temeline dayalı umut olabilir.
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.