“işte ben böyle bildiğin gibi
Kaderi öpüp başıma komuşum.
Gülüşüm, oturuşum, konuşuşum,
Belli efendim, besbelli
Yaşamaktan soğumuşum”(s.60)
Şairin yaşamaktan soğuması, yaşamla ilişkisinde belli unsurların hâkim olmasından kaynaklanır. Zamanın bencilleşmesi ve vurdumduymazlığı ile birey, aldanışlar silsilesinin içinde bulur kendini. Bu aldanışlar ve ihtirasların da artmasıyla sınırları zorlayan ancak zorladığı kapılardan geçemeyen birey, çözümsüz soru(n)larla baş başa kalır. Nitekim yalnızlığın egemenliği, tüketilen zamanla dengelenir. Bütün bu durumları keşfeden şair, zamanın yakalanamazlığını sorgularken kendini aşamadığı gibi adeta bir girdapta boğulur. Bunda iki yönlü olan modernliğin yok ediciliği ve her yeniliğin eskiyi gömmesi etkin unsurdur.
Turgut Uyar’ın Kadere ve Gönlüme Dair şiirinden ve B.Kanter’in incelemesinden alıntıdır