Gönderi

Ama satranca oyun demekle, haksız bir kısıtlama yapmış olmuyor mu insan? Satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, yerle gök arasında süzülen Muhammed'in tabutu gibi bu iki kategori arasına gidip gelmiyor mu, karşı çiftlerin bir kerelik bileşimi değil mi? Hem çok eski hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik hem de hayal gücüne bağlı, hem sabit geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şey götürmeyen bir düşünme, hiçbir şey hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari bununla birlikte varlığıyla bütün kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez, bütün halkları ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısını öldürmesi, zihin açması, ruhu canlandırması için hangi Tanrı'nın onu yeryüzüne gönderdiğini kimse bilmez başlangıcı ve sonu nerededir? Her çocuk onun temel kurallarını öğrenebilir, her acemi onda şansını dener, ama yine de bu değişmezler karenin içinde özel ustalar yaratır satranç, öteki insanların hiçbiri ile karşılaştırılamaz bunlar, yalnızca satranca yönelik bir yeteneği olan insanlar; görür sabır ve tekniği tıpkı matematikçiler, şairler ve müzisyenlerdeki gibi belirli bir oranda, ama farklı katma ve bağlamlarda etkin olduğu özgül dahiller.
Sayfa 22 - Can
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.