Gönderi

Belirlenilmekten Yorulan Bir Hayat Sabahattin Ali
Cemil Meriç ideolojiler için “(…) İdrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir.” der. Bu söz, çok partili siyasal sisteme geçişin sancısını derinden hisseden Türk aydınları arasında belki de en çok Sabahattin Ali’ye yakışmaktadır. Memleketin en kavgalı döneminde, gençlik heyecanından olsa gerek, oradan oraya savrulmuş, tutunamadığı yerden çekip koparılırken nihayetinde kalemini oynattığı cemiyette de kabul görmemiştir. Erken yaşlarda gittiği Türk Ocakları’nda Atsız’ı tanımıştır ve yine Atsız’ın deyimiyle sıkılmayan, serbest ruhu, mübalağaya meyyal ve laubali bir tabiatı vardır (Atsız, 2015:11). Marksizm davasına katıldığında da yaşam tarzı sebebiyle taciz edilmiş, burjuva zevklere sahip olduğundan sosyalizme iman edenlerin eleştirilerinden kurtulamamıştır. Sabahattin Ali, Emin Türk’e göre öykülerinde Marksizmi savunan ama yaşamı itibariyle bu görüşe uymayan; Mehmet Ali Cimgöz’e göre ise daima takdir bekleyen, gösterişi seven biridir; bilindik tipte bir sosyalist değildir. Şükrü Saraçoğlu kıyafetinden ötürü ona, “Bu ne biçim proleter kılığı Sabahattin?” diye takılmaktadır (Korkmaz, 2016:49). Keza 3 Mayıs Türkçüler Günü’ne gebe Irkçılık Turancılık Davası’nın başlamasına vesile hadiseye kendi iradesiyle değil, teşvik edildiğinden sebep olmuştur. Birlikte yol aldığı arkadaşları ondan daha radikal tavırlar beklemişler ve muhakkak bugün aydınlanmaya muhtaç katline de davetiye çıkarmışlardır.
Sayfa 202 - Ötüken Neşriyat - Harun Bora TunçKitabı okudu
··
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.