Gönderi

İyi insanlar, hayatı, zaman zaman hastalık, kıtlık, münakaşa ve yer yer de çalışma gibi muhtelif tatsız hadiselerle bozulan bir huzur ve miskinlik ideali olarak kavrıyorlardı. Emeği, atalarımızdan kalan bir ceza olarak kabul ediyorlardı ama sevemiyorlardı onu, fırsat varsa muhakkak kaçıyorlardı ondan, bunu mümkün ve gerekli görüyorlardı. Müphem zihinsel veya manevi sorularla katiyen karıştırmıyorlardı akıllarını, böylece daima sağlıklı ve neşeliydiler, böylece uzun yaşıyorlardı, erkekler kırk yaşında delikanlılara benziyorlardı, kocamanlar zorlu, ıstırap verici ölümlerle cebelleşmiyorlardı, inanılmaz uzun bir hayattan sonra donup kalarak ve son nefeslerini fark edilmeden vererek adeta sinsice ölüyorlardı. Eskiden insanların daha güçlü kuvvetli olduklarını söylemeleri boşuna değildir. Evet, gerçekten de daha güçlü kuvvetli; eskiden bir çocuğa hayatın anlamını kavratmak, onu hayata Bilge ve ciddi olsun diye hazırlamak için acele etmiyorlardı, onu kafasında soruların karanlığını doğuran kitaplarla boğmuyorlardı; sorular aklı ve yüreği yutar, ömrü kısaltır.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.