Gönderi

Ve sonra dünya tekrar birleşip acı ve yarı-karanlık halini aldı: korkunç bir saldırıya hedef olmuş koridorun enkazına yarı yarıya gömülmüş halde yatıyordu. Soğuk havadan şatonun kenarının yıkıldığını, yanağındaki sıcak yapışkanlıktan ise bir yerinin şakır şıkır kanadığını anladı. Sonra onu mahveden korkunç bir feryat duydu, ne alevin ne de lanetin sebep olabileceği türden acıyı ifade eden bir feryat. O gün hiç korkmadığı kadar korkarak, belki de hayatında hiç korkmadığı kadar korkarak, sallana sallana ayağa kalktı... Hermione de enkazın içinde ayağa kalkmaya çalışıyordu ve üç tane kızıl saçlı adam yerde, duvarın yıkıldığı noktada bir arada duruyordu. Harry Hermione'nin elini tuttu ve beraberce taşların ve tahtaların üstünden tökezleye tökezleye ilerlediler. "Hayır - hayır - hayır!" diye bağırıyordu biri. "Hayır! Fred! Hayır!" Ve Percy kardeşini tutmuş sarsıyordu, Ron onların yanında diz çökmüştü; Fred'in gözleri ise görmeksizin bakıyordu, son gülüşünün hayaleti hâlâ yüzünde görülebiliyordu.
Fred Weasley Harry PotterKitabı okudu
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.