Uzun zamandır (psikolojik kitaplar hariç) kitap okumamıştım. Ancak bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, geç de olsa 'Fedailerin Kalesi Alamut' ile tanıştım. İlk başta tereddüt etsem de, kitabı okumaya başladığımda Halime'nin başına gelecekleri ve İbni Tahir'in başarısını merak ederek kendimi hikayenin akışına kaptırdım. Acaba İbni Tahir ve Halime arasında nasıl bir aşk yaşanacak diye düşünmeden edemedim derken kitabı bitirdiğimi farkettim, sonunda kendimi Hasan Sabbah'ın bir fedaisi gibi hissediyordum.(Ulan Bartol sende bizi manipüle ettin :)).