Gönderi

Saçları dağılmış, hafiften terlemiş, dudaklarından gülücükler saçılıyor. Çakır keyif olmuş. Gömleğinin yakasını açmış, gazel okuyor; elinde şarap sürahisi. Nergis gibi mahmur gözleri kavga arıyor sanki. Dudakları hayıflanmakta. İşte dün gece bu halde iken oturdu baş ucuma. Başını kulağıma yaklaştırdı, dedi hazin bir sesle: "Benim eski âşığım! Uykun mu var?" Âşığa böyle gece şarabı verilir de olmazsa bâde düşkünü, olur çıkar bir gün aşk kâfiri! Git be sofu işine! Tortulu şarap içenleri eleştirip durma. Bize bundan başka armağan vermediler Elest günü. Kadehimize ne koyduysa, onu içtik; ha Cennet şarabı, ha üzüm şarabı. Mey kadehinin gülümseyişi, sevgilinin düğüm düğüm saçları Hafız'ın tövbesi gibi bozdu nice tövbeyi.
Sayfa 103
·
149 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.