Bir kitabın beni heyecanlandırması için en ön sayfada aile ağacı olması yeter fakat kitabın o birinci bölümünü okurken öyle bir korku sardı ki içimi ben bu kitabı anlayamayacağım dedim. Ama yılmadım devam ettim. Sonrası sular seller gibi geldi. Bana sorarsanız bu kitap kadersizlik kokuyor. Bir ev ve evin içindeki kadersiz insanların kadersizliklerinin müsebbibi olarak aradıkları suçlular. Çocukluğunda devşirilerek (-ki Dersim'in kayıp kızları kitabını okuduğum için zamanında süryani ermeni kızlarının nasıl paşalara vs evlatlık verildiğini tanıklardan okumuştum) bir paşaya evlatlık verilen Feride'nin yaşlılığında alzheimer olması ve hayatıyla bölük pörçük hesaplaşmaları zaman zaman beni yorsa da ortaya güzel bir hikaye çıkmış. Bu vesileyle Müge İplikci'nin diğer kitaplarını da alıp okuma sırasına koydum.