Gönderi

Ellerin zamanlarla dolu
ELLERİN zamanlarla dolu geldin bana - dedim ki: Kahverengi değil saçların. Bunun üzerine onları hafifçe acının terazisine bıraktın; benden ağırdılar... Sana gemilerle gelip yüklüyorlar, sonra satışa çıkarıyorlar hepsini şehvetin pazarlarında - Derinlerden geliyor gülümsemen, ben ise hafif kalan kafede ağlamaktayım. Ağlıyorum: Kahverengi değil saçların, denizi sunmaktalar sen onları dalgalandırırken... Fısıldıyorsun: Dünyayı doldurmaktalar benimle, bense, bomboş bir yoldan başka bir şey değilim senin yüreğinde! Diyorsun ki: Kuşan yılların yapraklarını - zamanıdır artık gelip beni öpmenin! Ama yılların yapraklarının aksine, artık kahverengi değil saçların.
Sayfa 18 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.