insan tüketmekten yorulmak. konuşmaya bile tenezzülünün kalmaması. kalabalık yerlerden kaçmak ve sadece "ben insan sevmiyorum" demekle yetinmek. cümleler tanıdık geldiği için yorum yapmak istedim. insanların daima konuşmak istemesini, özellikle artık bize manasız gelen şeyler hakkında, "gündelik" şeyler hakkında konuşmak istemesini anlayamıyorum. "sevgi" kelimesine inanmıyorum, insanların temelindeki "bencilliğini" gördükten sonra. "çıkar" ve "ihtiyaç" üzerine kurulu insan ilişkilerini istemiyorum. ancak yinede ben sosyal bir varlığım ve insanların yanında illaki bulunuyorum. ve bu insanlar benden bir şeyler bekliyor, "sevgi" gibi şeyler. ve ben bunu veremiyorum. umrumda da değil sanıyorum ancak beni yoruyor. zaten zihnimde ıssız olduğum bu varlığım ile ıssızlığa gitme isteği de uyandırabiliyor. yinede işte burdayım ve işte o insanlarda burda. "dünya değişiyor turgut oğlum, ayak uyduramazsan kayboldun demektir" sözü geliyor oğuz atay'ın. ayak uydurmam gerek ancak bir yandan da sahtelik kokusu gitmiyor. nietzsche gibi kendi kabuğuma çekilmek istiyorum bırakıp ancak burda olmam gerek. belki de sadece aralarında bulunup, "1 e 700 vermek" ten sakınmak ve esas olanı vermeliyim, o an ne kadarını vermek istiyorsam. burada karşıdaki insanların olgunluğu da önemli. anlamaları önemli. "benden bu kadar, anla işte, bende daha fazla olsaydı daha fazla verirdim sana ama lanet olsun yok işte" demek gerekiyordur belki bazen. doğru insan zaten anlar. tabii o doğru insan kalıbı doğru ise. belki sadece 1 e 1 vermek gerekiyordur. en azından buna çabalamak. olmuyorsa da zorlamak neden? eğer senden alamıyorsa ve hala istiyorsa buna uygun birine gitmelidir o kişi. kalmak istiyorsa da iki ot yan yana yaşamayı öğrenmeli. neden konuşuruz ki sürekli? sustuğumuz zaman bu anlamsızlığı iliklerimize kadar hissedeceğimizi bildiğimiz, bir şeylerden korktuğumuz için değil mi? belki de anlamsızlığı, yokluğu, varlığı, korkuyu, melankoliyi hissederek yan yana sadece ve sadece susmalı, birlikte sessizliği dinlemeliyizdir bize gereken. neden sevgi istiyoruz ki sürekli, neden sevgi ve aşk gibi sahte duygular arkasına sığınıyoruz ve hem kendimizi hem diğer insanları yoruyoruz kendi zayıflıklarımız yüzünden. lanet.