Zülfü Livaneli kitaplarını okuduktan sonra başka kitaplara el atmak artık benim için olağan oldu. Serenad romanını okuduktan sonra Struma faciasını çok merak etmiş, kitap biter bitmez hemen bir internet araştırmasına girişmiştim.
Bu kitap ise tesadüfen tiyatromuzun kitaplığında gözüme çarptı.
1941 yılında Romanya’nın Köstence limanından, Filistin’e varmak üzere ayrılan Struma gemisinin, siyasi baskılar yüzünden İstanbul açıklarında demir atmak zorunda olması ve yolcuların tam 70 gün hastalıktan, soğuktan ve de açlıktan perişan olması, sonrasında nereden geldiği belli olmayan bir torpido ile geminin havaya uçurulmasını anlatıyor bu kitap.
Eser Serenad romanında arka fonda kalan hikayeyi gün gün hatta saat saat ele almış.
Kurtulan tek bir yolcu var. Onun anlattıkları gerçekten içler acısı.
Araştırmayı sevdim fakat bana biraz yanlı gibi geldi. Bu elim olayda ülkemize neredeyse hiç sorumluluk yüklememiş. 800’e yakın insanın 70 gün eziyet çektikten sonra denizin ortasında havaya uçmasında nasıl hiç sorumluluğumuz olmaz anlamıyorum.