Bilmiyoruz azizim, bilmediğimizi dahi bilmiyoruz... Kızıl Elma bir davanın adıydı, bir hedef bir rüya bir mefkureydi. Malazgirt'le Anadoluya açılan kapı aynı zamanda Kızıl Elma'ya(Ayasofya) ulaşmanın da açılışıydı belki de.. Ta çok evvelden Ayasofya mefkuresi Peygaberimiz(s.av.) tarafından sahabelere bir remiz olarak söylenmişti;bir hendek kazımı sırasında semaya yükselen toz bulutları arasında Ayasofya'nın müjdesini vermişti. Belki de daha evvelinden başlamıştı Kızıl Elma Ayasofya... Bu kitabı okumadan önce Ayasofya'nın önemine dair bir şey bilmediğimi fark ettim... İnsan bilmediği şeye sahip çıkmaz, çıkamaz emanet dahi olduğunu bilmez.... Bu kitabi okuyunca Ayasofya'nın önemini, davasını daha iyi anlamaya başladım... Ayasofya'ya ve İstanbul'a bakışım daha da bir önem kazandı... Yazarın akıcı üslubu insanı an'dan alıp geçmişe Ayasofya'nın yapılışına, tarihine, efsanelerine dair yolculuğu çıkartıyor.. Ayasofya ile ilgili emanetler kimbilir şimdi kimlerdedir ve kim bilir şimdi kimler Ayasofya'nın koruyuculuğunu yapıyordur.. Her insanın kesinlikle okuması gereken bir kitap bence. İyi ki kitaplar var.

Kızıl Elma 2 - AyasofyaFatih Duman · Nesil Yayınları · 2018456 okunma

·

48 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Seda