Özgür yaşama ve değişkenliğe alışmış olan Türkmen
kökenli Anadolu Alevileri İmparatorluğun resmi ideoloji
durumuna soktuğu Sünnilikle bağdaşmamışlardı. Aralarında
gittikçe kuramsal ve toplumsal ayrılık netleşiyordu.
Bu kuramsal ayrılık toplumsal nitelik kazandıkça, belli sınıfların
ideolojileri durumuna geldiler. Sünnilik Osmanlı
yönetici ve üst tabakaların, Alevilikse göçer ve yerleşikleşmiş
geniş Anadolu ve Rumeli köylüsünün ideolojisi oldu.
Artık Anadolu köylüsü hem toplumsal yapısı, hem de
ideolojisiyle aşağılanıyor ve kıyılıyordu. Osmanlı yönetimine
karşı tepki konumuna girmesi bu nedenlerle doğaldı.
Durumlarını kurtarmak için arayış içerisindeydiler. Osmanlı
yönetiminin ötesinde bir düzen, onlar için kurtuluştu.
Yeni Osmanlılar, Genç Türkler, İttihat ve Terakki ile M.
Kemal eylemlerinin içerisinde kitlesel olarak yer alışları
bu nedenleydi. Padişaha, halifeliğe ve emperyalizme karşı
savaşa girecek olan M. Kemal, böylece en doğal güç ve
kadrosunu Anadolu ve Rumeli Alevi-Bektaşilerinden bulmuş
oluyordu.