"Eline bir harita tutuşturuyorlar, 'Nereye gidersen git, yeter ki bu haritaya uy!' diyorlar. Gözünü bozan bir gözlük takıp 'Dilediğin şeye bakabilirsin!' diyorlar. Kulaklarını tıkadıktan sonra, 'İşitmene sınır yok!' diyorlar. Ayağına ille de sıkan pabucu geçirir geçirmez 'Koş!' diyorlar. Önüne bir kopya koyuyorlar, "Dilediğini yap, yine de bunun kopyası olsun!' diyorlar. Sana ne kalıyor? Eğreti gidiş, çarpık bakış, yalancı ses, düzmece adım, ters çiziktirme. Baldan tatlı, hoş yankılı, pırıl pırıl bir ad takmışlar tümüne birden bunların: 'Yaşama' diyorlar."