Bireyin mutluluğu için olduğu kadar türün gelişmesi ile de çelişen
doğuştan güçsüzlük, şımartma ve ihmal edilme çoğu zaman çocuğun
kesin başarı hedeflerini bulmasını zorlaştırır. Amaçsız hareket yoktur.
Bu amaca hiçbir zaman ulaşılamaz. Bunun nedeni, insanın dünyaya
egemen olmayacağı hususundaki ilkel bilinçtir.
Aşağılık duygusu ruhsal hayata egemen olur. Bunun, yetersizlik,
eksiklik duygularında ve insanlığın sağladığı aralıksız çabalarda sürekli
olarak ve açık bir şekilde kendisini ifade ettiğini görürüz. Hayatın
karşısına çıkardığı sayısız problemlerden her biri insanı saldırı
durumuna getirir. Her hareket eksiklikten tamlığa geçmek için ileriye
atılmış bir adımdır.