Gönderi

Rearden karanlık sokaklarda onun evine doğru yürürken elleri paltosunun ceplerinde, kolları iki yanına bitişikti, nedeni de, kimseye değmek, dokunmak istemeyişiydi. Bunu daha önce hiç hissetmemiş, belli bir objeye yönelik olmayan bu yayılmış tiksintiyi hiç duymamıştı. Çevresindeki her şeyi sarıyordu o tiksinti. Şehir onunla sırılsıklam gibiydi. Belli bir şeye yönelik tiksintiyi anlayabilirdi. O şeyle mücadele edebilir, onun dünyaya ait olmadığı inancıyla, sağlıklı bir öfke duyarak savaşabilirdi. Ama bu duygu çok yeni bir şeydi. Dünyanın nefrete lâyık bir yer olduğu, kendisinin oraya ait olmak istemediği duygusu.
··
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.