Eskiden beri savaş koşullarında yaşayan insanların hayata tutunacak gücü nereden bulduklarına akıl sır ermezdi. Savaşın hedefindeki bir kentte yaşamanın ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Herkes kanıksıyordu işte. Çaresizce uyum sağlıyordu. Dört bir yandan gelebilecek ölüme, birden gelen ölüme, yaşananlar yetmezmiş gibi ortaya çıkan salgın hastalıklara, yüzlerce kilometrelik yolu yayan kat eden insanlara acımadan yağan kara ve dahasına... Herkes alışıyordu.
" demek böyle oluyormuş, " diye mırıldandı. " demek böyle oluyormuş... "