Benim bu devrimci, gazeteci, sanatçı ve tam bir savaşçı olan insanla tanışmam Ahmet Telli’nin bir dörtlüğün de karşılaşmamla başladı. Çekoslavak asıllı olan Fuçik çok küçük yaşlarda tiyatro ile tanışır ve yine çocuk yaşta gazetecilik yapar. İki defa Sovyetler Birliğine gider ve izlenimlerini yazar. Kendi ülkesinde defalarca tutuklanan Fuçik davasından vazgeçmez ve yazılarını illegal yollarla yazıp dağıtır. Ancak Nazilerin işgali sırasın da tekrar tutuklanır ve günlerce işkence görmesine rağmen hiçbir arkadaşını ele vermez. Bu kitabın oluşması da hapishanedeki Çek sempatizanı bir gardiyanın ona kağıt ve kalem sağlayıp bu yazıları gizlice dışarı çıkartıp saklaması ile yaptığı yardımlar sayesinde olmuştur.
25 Ağustos 1943 yılında nazi mahkemesince idam edilen Fuçik’in eşi de aynı cezaevinde yatmaktadır. Ancak o bir rastlantı sonucu hayatta kalır ve kocasının yazdığı bu notlar ona verilir ve o da bu notların kitaplaştırmasını sağlar.
Herkese iyi okumalar.