Uzun süredir okumak istediğim #sineklerintanrısı nı #okudumbitti . Kitap bir adaya düşen yaşları alti ile oniki yas arasında degisen bir grup Britanyalı çocuğun adadaki hayatta kalma hikayesini anlatıyor. Gözünüzde nese içinde oradan oraya koşuşan, oynayan ve eğlenen cocuklar gelmesin sakın. Bu hikayenin kahramanları adayı tam anlamıyla cehenneme çeviriyorlar. Yalnızca büyüklerin dünyasında olduğunu sandığımız kötülüğün çocuklar arasında böyle acımasızca karşımıza çıkması etkileyici kılıyor kitabı. Adanın lideri olarak daha ilk satırlarda tanıştığımız karakter Ralph iyi ve demokratik bir düzenin temsilcisi iken daha tanışır tanışmaz küçük bir faşist olduğunu anlayiverdigimiz Jack ise kötücül, baskıcı ve zorba bir düzenin temsilciliğini yapiyor. Kitabin yine ilk sayfalarında karşımıza çıkan ve sürekli Ralph'in yaninda yer alan Domuzcuk karakteri ise bu hikayenin aklı temsil eden en önemli karakterlerinden. Bu yiyecek ve icecek bakimindan zengin adada hayatın çok gerçek karakterlerinin güç mücadelesi çok güzel anlatılmış. Çocukların da kötü olabilecegi ve iyiliginde kötülüğün aslında büyük küçük demeden insanın özünde olduğunun çarpıcı bir anlatımı. Mina Urgan'ın kitabın sonundaki son sözü hikayenin amacı ve anlattıklarının çok güzel bir incelemesi olmuş. Genelde o tip incelemeleri kitabın içinde yersiz bulurum ama bu son söz tam anlamıyla hikayeyi tamamlamış. Kesinlikle okunmalı..

Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,9bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kapı Zili