Gönderi

Aşk
Ben bir eylül günü düşlerimi kaybettim. Şimdi de şairin dediği gibi, yüklemi olmayan bir aşkın gizli öznesi oldum. Peki, aşk neydi? Düşlerimi, geçmişimi, kısaca beni, geleceğin karanlık suretine gömmüşken, onlardan vazgeçip yüzümü döndüğüm mü aşktı? Aşk isyan mıydı yoksa Nazım Hikmet'in dizelerinde betimlediği gibi, 'Gelsene dedi bana, kalsana dedi bana, gülsene dedi bana, ölsene dedi bana. Geldim. Kaldım. Güldüm. Öldüm.' diyen içtenliğin adı mıydı aşk? Yoksa mağrur bir hoşça kal mıydı aşk; peki, yıl yorgunu bedenim bir 'hoşça kal'a daha hazır mıydı? Ya gerçekten gurur şeytanın silahı, mağrur insanın da oyuncağıyla, o zaman aşktan vazgeçmek aşka haksızlık olmaz mıydı? Aşk da ben de bir şansı hak etmiyor muyduk? Savaşmadan vazgeçmek her ikimize de ihanet sayılmaz mıydı?
Sayfa 162 - Tanem & Yağız
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.