Gönderi

Koğuşun kapısına vardık. Boyluca, çakır gözlü birisi göründü içeriden. “Hayırdır?” Seyit çantayı uzattı. Adam alıp içine baktı. “Tamam,” dedi. Arkasını dönüyordu ki durdu. “Karnınız aç mı?” Seyit’le bakıştık. Şimdiye kadar kimse açlığımızı sormamıştı. Koğuşun girişindeki koridorun sonuna yürüdü. Masanın üzerinde duran dolabı açtı. Yarım ekmeği dikine böldü. İçine helva katıp bıçağın ucuyla ezdi. Çay doldurdu iki su bardağına.
Sayfa 22
·
16 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.