Franco İspanya'sının örnek kulübü Real Madrid
1956 ve 1960 yılları arasında bütün dünyaya hükmetti.
Bu göz kamaştırıcı takım, aralıksız olarak İspanya liginde dört,
Avrupa'da ve kıtalararası şampiyonalarda ise beş kupa kazandı.
Real Madrid birçok yeri dolaşıyor ve insanları hayretler içinde bırakıyordu.
Franco diktatörlüğü kendisine benzersiz bir gezgin elçilik bulmuştu.
Radyonun naklettiği goller ise ulusal marş olan Cara al Sol'den
daha etkili zafer çanlarıydı. 1959'da rejimin yöneticilerinden José Salis,
oyunculara minettarlığını belirtmek için bir konuşma yaptı ve şöyle dedi:
"Daha önce bizden nefret edenler sizin sayenizde şimdi bizi anlıyorlar."
Her ne kadar ünlü hücum hatları yabancı lejyona benzese de,
Real Madrid de Cid Campeador gibi, ırkının gücünü temsil ediyordu.
Bu hücum hattında Fransız Kopa ve iki Arjantinli, Di Stéfano ve Rial,
Uruguaylı Santamaria ve Macar Puskás yıldız gibi parlıyorlardı.
Aynı zamanda bir eldiven görevi de görebilen sol ayağının
müthiş gücü nedeniyle Ferenc Puskás'a seyyar top adını veriyorlardı.
O yıllarda Barselona Kulübünde öbür Macar futbolcular
Ladislao Kubala, Zokan Czibor ve Sandor Kocsis kendilerini gösteriyorlardı.
1954'te Kubala'da inşa edilen büyük stat Camp Nou'nun ilk taşı yerleştirildi.
Kalabalık bir halk kitlesi, onların oyununu, milimetrik paslarını,
şiddetli şutlarını seyretmeye gidiyordu,
bütün bunlar eski stadyuma sığmıyordu.
Bu arada Czibor ayağından kıvılcımlar çıkarıyordu.
Barselona'nın öbür Macar futbolcusu Kocsis ise,
çok iyi kafa vuruşları yapıyordu. Ona "Altın Kafa" adını vermişlerdi
ve gollerini binlerce mendil sallayarak kutluyorlardı.
1950 yılında Kubala, daha sonra FIFA tarafından
iki yıllığına sahalardan uzaklaştırılmasına mal olacak,
sürgünde bir Macar takımı kurdu.
Daha sonra 1956 yılında Rus işgali, çıkan halk isyanını
bastırdığında, yine bir sürgün takımında oynamış olan
Puskás, Czibor, Kocsis ve öbür Macar oyuncular
FIFA tarafından bir yıldan fazla cezaya çarptırıldılar.