Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Çocukların Neden Minimalizme İhtiyacı Var?
Çocukken öyle bir dolabım vardı ki, kapağını açtığınızda üzerinize oyuncaklar, kıyafetler ve daha bir sürü eşyadan oluşan koca bir dağ yıkılabilirdi. O zamanlar farkında değildim belki ama bir çocuk olarak minimalizme ihtiyacım vardı. Yıllarca şöyle dedim, “Çok dağınığım, nokta.” Sanki bir çeşit karakter özelliği gibi: Dağınık. Yoğun. Kafası dolu. Kaygılı. 30 yıl önce henüz bir çocukken minimalizme ihtiyacım vardı. Ama bugün, kendi çocuklarım için minimalizm çok gerekli bir şey. İnternette bir tıkla alışveriş yapmadığımız bir dönemde büyüdüm. O zamanlar çocuklar için saklama kaplarında her yere yiyecek taşınmaz, çocuklar da yirmi dört saat yemek yemezdi. O zamanlar çocuklar uzun yolculuklara katlanmak için araba koltuklarına iPad’lerini asmazlardı. O zamanlar televizyonda gördüğünüz herhangi bir şeyi anında satın alamazdınız. Bugün çocuklar minimalizme her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Günümüzde çocukluk dağınık ve karmaşık olmanın çok daha ötesinde. Kaotik! Araştırmalar çocuklarımızı yetiştirme biçimimizin, hem onları hem de bizi yoğun bir stres ve endişe altında bıraktığını söylüyor. Ebeveynler olarak o kadar çok şeyle uğraşıyoruz ki, “dağılmamak” için “hayatı kolaylaştıran” ebeveynliğe başvuruyoruz. Eğer çocuğunuz yemek yemek için masaya oturmuyorsa bunun için bir cihaz var. Eğer çocuğunuz arabada ses çıkarmadan yolculuk etmiyorsa bunun için de bir telefon uygulaması var. Anne-baba olarak bizler sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz. Dağılmamak için çabalıyoruz. Çünkü bu insanı tüketen bir şey. Çünkü ağır. Günümüzde çocuk yetiştirmek herhangi bir dönemdeki bir ebeveynin kaldıramayacağı kadar ağır. Bunu iyi biliyorum, çünkü iki çocuğum var. Çocuklarım gözlerimi ve saçlarımı aynen aldılar ama dağınıklık ve yoğunluk özelliklerimi almadılar. Çünkü “yoğunluk” ömür boyu süren bir özellik değil, bir seçim. Ve ben çocuklarım ve ailem için bilinçli kararlar aldım. Kaos yerine sakinliği seçme kararı aldım. Sakinlik hem mümkün hem de çocuklarımız ve ailelerimiz için iyi bir şey. Çocuk Gelişimi eğitimi almış biri olarak küçük bir çocuğun büyümek, gelişmek ve zenginleşmek için nelere ihtiyacı olduğunu biliyorum. “Aile Sağlığı ve Refahı” konusunda uzmanlık yapmış biri olarak da bir aileye mutluluk ve ahenk getirebilecek bazı şeylerin neler olduğunu biliyorum. İşin sırrı ne biliyor musunuz? Minimalizm. Minimalizm sadece eşyalarınızdan vazgeçmeniz anlamına gelmez (gerçi bunu da yaptım ve harika bir şey olduğunu söyleyebilirim). Minimalizm, ailenizin hayatta kendisi için önemli olan şeylere odaklanmasıdır. Minimalizmi, “en değer verdiğimiz şeylerin bilinçli olarak teşviki ve bizi bundan uzaklaştıran her şeyin ortadan kaldırılması,” olarak tanımlayabiliriz. Çocuklarımı da birer minimalist olarak yetiştirirken tam da bunu yapmaya çalışıyorum. Günümüzdeki çocukluk anlayışının mevcut halini bir kenara bırakıp çocuklarım için belli değerleri seçiyorum: Şükran duygusunu seçiyorum Hediye çılgınlığı yerine şükran duygusunu seçiyorum. Çocuklarım süslü bir şekilde paketlenmiş, somut hediyelerle pek ilgilenmez. Doğumgünleri bizim için yaşamı kutlamak demektir. Sevgililer Günü sevgi, bayramlar aile zamanı demektir. Özel günlerde sadece o günün anlamı olan hediyelere bakarız. Sevgi, yaşam, aile… Paketlenmiş hediyeler gerçek hediyelerin önemini gölgede bırakır. Aileyi seçiyorum Çocuklarımı haftada üç akşam bir faaliyete götürmektense, ailece yemek yemeyi seçiyorum. Araştırmalara göre aileleriyle yemek yiyen çocuklar akademik olarak daha başarılı ve psikolojik olarak daha mutlu oluyorlar. Günlük programlarımızın kesinlikle hafif olması gerektiğini savunuyorum. Hiçbir şey planlamadığımız akşamlara ve hafta sonlarına bayılıyorum. Çünkü “hiçbir şey”, hiçbir şey değildir aslında. “Hiçbir şey” demek aileyle daha yakın bağlar kurmak için daha fazla zaman demektir. Sağlığı seçiyorum Üzerinde çizgi film karakterlerinin olduğu paket gıdalar yerine pazardan ya da küçük üreticiden aldığım yiyecekleri seçiyorum. Araştırmalara göre çocuklarımıza erken yaşlardan itibaren aşıladığımız yeme alışkanlıkları, gelecek yılları üzerinde kalıcı bir etki yaratıyor. Paketlenmiş cipslerden, krakerlerden ya da tatlılardan uzak duruyorum. Çocuklarım gün boyunca sürekli atıştırmalıklar yemiyor. Ellerinde abur cuburla evde dolaşmıyor ya da araba koltuklarında katır kutur bir şeyler yemiyorlar. Masaya oturarak gerçek yemekler yiyorlar. Açık havayı seçiyorum Ekran zamanı yerine açık havada oyunu tercih seçiyorum. Çocuklarımın sürekli oturmalarını ve hareketsiz kalmalarını reddediyorum. Açık havada oyun çocuklara bolca hareket etme, çevreye saygı duymayı öğrenme ve doğanın güzelliklerinin değerini bilme fırsatı verir. Ekran zamanını azaltarak çocuklarımın sosyal ve motor becerilerini zorlayan aktif oyun için daha fazla fırsat yaratabiliyorum. Çocukların (ve yetişkinlerin) oturduğu yerden kalkmaya ve açık havaya çıkmaya ihtiyacı var. Bilinçli tüketimi seçiyorum İnternetten bir tıkla sipariş vermek yerine bilinçli alışverişi tercih ediyorum. Ailece satın almadan önce düşünüyoruz. Evimizi sevdiğimiz şeylerle doldurmayı seçiyoruz. Güzel olan şeyler ve gerekli olan şeylerle. En son izlediğimiz çizgi filmdeki karakterlerin plastik oyuncaklarını hemen gidip almıyoruz. Bunun yerine yıllarca kullanılabilecek klasik ve sürüdürülebilir oyuncakları alıyoruz. Her yaş, her cinsiyet ve her ilgi alanından çocuğun oynayabileceği açık uçlu oyunlarda kullanılabilecek oyuncaklar. Çocuklar çok hızlı büyüyorlar, onlarla birlikte büyüyecek oyuncaklar seçsek daha güzel olmaz mı? Sakinliği seçiyorum Minimalizmi seçerek kaos yerine sakinliği seçiyorum. Ben çocuklarımın ilk öğretmeniyim. Her şey benimle başlıyor. Çocuklarımın çocukluklarını ve ileriki yıllardaki tüm hayatlarını etkileyecek seçimleri ben yapıyorum. Aileniz için siz neleri seçiyorsunuz? becomingminimalist.com/kids-need-minim...
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.