Devamında...Muhasibi, nefsin bin türlü
marazını nazara verdiği Riaye isimli eserinde
ucup illetine dikkat çekerek ilimle, amelle,
doğru veya yanlış görüşle ucuba sürüklenebileceğini söylüyor.
Muhasibi insanı helake götüren ucubun kalp
körlüğüne sebep olduğunu; bunun neticesin-
de ise kişinin yaptığı her türlü amelini kendine izafe ederek gözünde büyütüp çok gördüğünü söylüyor. Ve şöyle resmediyor ucuba kapılan kulun hâlini: “Gerçekten güzel yaptım, uğraştım, anladım vs. diyerek övünürsün. Bunu
nefsinin gücüyle, basiretiyle yaptığını söyleyerek övünür, büyük bir şey sanırsın. Bazen de
‘şöyle namaz kıldım, şu kadar zamandır iftar
etmedim (hep oruç tuttum). Çok sıcak bir
günde oruç tuttum’ dersin ve bu arada Allah’ın nimetlerini hiç hatırına getirmezsin.” İşte bu, yaptıklarını çok büyük görmek ve nefsine izafe etmektir. Muhasibi kulun kendi gücüne
güvenerek tüm bunları başardığı yanılgısına
kapıldığını ve Allah’ın ihsan ve iyiliklerini
unuttuğunu ifade ederek şu soruları soruyor
enesini büyüten kimseye: “Allah sana ihsan etmese, bu gücü bulacak mıydın? Kalbinde kendinle böyle konuşacak mıydın? Bundan daha güçlü ve etkili olduğunu bilebilir miydin?”