Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

275 syf.
8/10 puan verdi
Yazarı ilk defa Tarihi Sinop Cezaevi'ni gezerken, girişte bulunan bir tabela görmüştüm. Bu cezaevinde yatan ünlüler yazılıydı. İçlerinde Kerim Korcan da bulunmaktaydı. Hatta Tatar Ramazan'ın yazarının, kendisi olduğunu orada öğrendim. Derhal kitaplarını edindim. Önce Linç'i okudum sonra İdamlıklar'ı. Bu kitapta cezaevinde yatan bazı suçluları yada kadere mahkumları ve onların hikayeleri çok içten ve çarpıcı bir şekilde anlatılmış. Özellikle Linç kitabından sonra burada da mahkumların yaşadığı eziyet işkence zulüm ve acıya tanık olmak açıkçası beni fazlasıyla rahatsız etti. Hele birde bu olayların yaşandığı yeri gözlerimle görünce tüylerim ürperdi okurken. Mesela bir zindan var, penceresi yok.Kapı kapandığı zaman zerre ışık girmiyor içeri. Mahkum zincire vuruluyor ve orada hapsediliyor. Yazarın da bu hapishanede yatığını düşünürsek, yazılanların sadece kurgudan ibaret olamayacağı kanısındayım. Zira yazar kitabın sonunda şunları eklemiş. "Konu vardır, yazarını üzer, sıkar, düşündürür, hatta ağlatır için için. Gene konu vardır, yazarını açar, umutlandırır, pespembe ufuklara alır götürür. Takdir edersiniz ki, İDAMLIKLAR sıkıcı bir çalışma. Onu meydana getirirken içimin zaman zaman daraldığını hatırlıyorum. Ama bu konuda susamazdım, gördüklerimi, bildiklerimi kendime saklayamazdım. İnsan toplumlarının asırlardır kanayan ve bir türlü dinmeyen yaraları söz konusuydu. Görmezlikten gelmek, susmak hakkımız değil" Ayrıca Kerim Korcan mahkumlardan şöyle söz ediyor: "Mahkumlar, benim felaket arkadaşlarım. Mahkumlar, perişan birçoğunun üstü-başı. Mahkumlar, sarı tespihler ellerinde. Mahkumlar, tütün dumanına boğulmuş yüzleri. Geceleri zaten batakta, mahkumlar, Karanlık gündüzleri. Hayat yalnız dışarıda yaşanmaz, dört duvar arasında da sürer. İnsanları mahkum etmek kolay, insanlara insan gibi yaklaşmak güçtür. Yoksulluk ve bilgisizliğin karanlığa gömdüğü insanları daha çok sevmek gerekmiyor mu insanlaşmak için. İLHAN SELÇUK Ufukların kan rengi, güneşin doğuşuyla silinir gider. Ama, idamlıkların kanlı ayak izleri taban taban toprakta kalır. Bunları silip götürecek yağmur yoktur. Bir kısım insanlarımızı dertli göreceğiz, ağlayan anaları dertli göreceğiz, Hep konuşacaklar onlar ağırdan ağırdan. Kin üretecekler, merhamet üretecekler. Toplumda huzur bulamayacağız. Şimdi tarlalarımızı sürerken, demirleri döverken, zorlukların boynunu eğerken, demir parmaklıklara da bir göz atamaz mıyız? Orada insanlar var. Bizler onları düşünmeye mecburuz. Onların acılarını acılarımıza katmamak, ancak onlarla, onların sorunlarıyla ilgilenmekle mümkündür. Bir iki çaresini biliyoruz bu derdin. Ama, bu kadarı ateşi söndürmeye yetmiyor, yeteceğe de benzemiyor. Gözlerimiz ufuklara çevrili, gamlı akşamlarda boynumuzu bükmüş, sizlerden bu çağrıya cevap bekliyoruz! İDAMLIKLAR' da bekliyor" Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar diliyorum. Aynı şekilde Linç'i de önerebilirim.
İdamlıklar
İdamlıklarKerim Korcan · Babil Yayınları · 200536 okunma
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.