Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Film Tavsiyesi ( bu sefer varoluş meselesi )
HER ( AŞK) John Malkovich Olmak ile yaratıcılıkta sınır tanımaz bir yönetmen olduğunu gösteren Spike Jonze, ilk filminin üzerinden geçen 14 yılın ardından beklenen çıkışı yapıyor. Yönetmenin yaratıcı yazar Charlie Kaufman olmadan da özgün ürünler verebileceğini kanıtladığı dördüncü uzun metrajı Her (Aşk), gelişen teknolojiyle birlikte çağımızın yalnızlaşan bireylerine ve değişen ilişkilerine sahici bir bakış atarak irdeleyen sarsıcı bir bilimkurgu başyapıtı… Yeni bir ilişki formu resmediliyor Teknolojik atılımlar insanoğluna daha kolay bir hayat sunarken, pek çok şeyi de değiştiriyor. Günümüzün modern insanı artık vaktinin büyük bir kısmını sosyal ağlarda hiç tanışmadığı insanlarla geçiriyor ve asosyalleşiyor. Gerçek hayattan kopan insan yalnızlığıyla baş başa kalıyor. Spike Jonze da merkezine Theodor adlı yalnız bir adamı yerleştirdiği yeni filmi Her’de bugünün sanal arkadaşlıklarını ve ilişkilerini yapay zekâ ile değiştirerek, yeni bir ilişki formunu resmediyor. Jonze, bir karakter üzerinden gidip hayatın her alanında mükemmeli arayan insanoğluna, olası bir yakın geleceğe ve o geleceğin ilişkilerine ayna tutarken, bugün imkânsız görünen bir aşkı olabildiğince inandırıcı ve samimi bir şekilde anlatmayı başarıyor. Oğlan kıza rastlamıyor! Romantik filmlerin oğlan kıza rastlar ve hikâye gelişir formülünü, bir şirkette romantik mektuplar yazarak hayatını kazanan, evliliğini sürdürememiş ve yalnızlığa mahkûm olmuş sıradan biri olan Theodore’un bir gün yeni bir deneyim sunan bir reklamı görmesi biçiminde hayata geçiren Jonze; melankolik bir adamla, kendisini sürekli yenileyen, gelişen ve değişen yapay zekaya sahip bir işletim sisteminin aşkını anlatmaya koyuluyor. Theodor, ihtiyaçlarını karşılaması için kurduğu yeni işletim sistemi Samantha ile önce arkadaş, sonra âşık oluyor. İşin tuhafı bunun karşılıklı bir aşk olması. Hayatın kendisi gibi ilişkiler de sürekli bir değişim geçiriyor ama form değişse de her ilişkinin geçirdiği klasik süreç tekrarlanıyor. Bir farkla… Theodor ve Samantha’nın aşkı bir bedene daha ihtiyaç duyuyor. Samantha cephesinden baktığımızda insan olmanın hayalini kurduğunu ve Theodor’a daha iyi bir eş olabilme çabası içine girdiğini görüyoruz. Theodor ise yalnızlığına son veren Samantha ile hayatının geri kalanını geçirmeye hazır ve onun cisimlenip gerçek bir kadın olmasını arzuluyor. Ama ne var ki, bir süre sonra birbirlerini oldukları gibi kabul etmeleri gerektiği gerçeğini kabul edeceklerdir. Aşkın rengi kırmızı Aşkın rengi kırmızı derler, Spike Jonze da öyle düşünüyor olmalı ki, hem ana karakterimiz Theodore’un romantik yönünü vurgulamak hem de kadraja sık sık kırmızı ve tonlarını yerleştirebilmek için çoğunlukla Theodor’un kıyafetlerini kullanmış. Bir sahnede kendisine yarı erkek yarı kadın yakıştırması yapıldığında Theodor’un tepkisi teşekkür etmek oluyor. Jonze’un karakteri için seçtiği renkleri düşündüğümüzde bu diyaloğun önemi de artıyor. Kırılgan Theodor ile dünyayı yeni keşfeden bir çocuktan farksız ve hayat dolu olan Samantha’nın aşkı, Jonze’un renk, müzik ve oyuncu seçimleriyle birleştiğinde filmin duygusu örneğine pek rastlamadığımız bir şekilde seyircinin kalbine işliyor. Varoluş meselesi Tüm insani duyguları yaşayabilen Samantha, hızlı değişen bir varlık. Her yeni tecrübe onu başka bir şeye dönüştürüyor. Theodor’la yaşadığı aşk, duygularının gerçek mi yoksa programının bir parçası mı olduğunu sorgulamasına neden oluyor. Başlangıçta bir bedene sahip olmayı düşleyen Samantha, daha sonra ölüp gidecek bir vücudu olmadığı ve zaman – mekan kavramlarıyla sınırlı bir varlık olmadığı için mutlu oluyor. Varoluşunu sorgulayan Samantha’nın vardığı sonuç da oldukça basit aslında. Jonze, yapay zekaya dişillik gibi özellikler atfedip, hepimiz aynı maddeden yapıldık ve aynı yaştayız söylemleriyle de özümüze dikkat çekiyor. Diğer bir konu ise Theodor ve Samanta’nın birbirleri için tanrısal bir konuma sahip olmaları. Samantha’nın varoluşunu mümkün kılan Theodor’un bu deneyimi yaşamak istemesi ve bir nevi “ol” demesi. Tabi sadece başlangıçta… Theodor için de Samantha tanrısal bir konuma sahip. Aynı anda her yerde olabildiği gibi hiçbir yerde bulunmaması iyi bir örnek. Filmloverss
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.