Çok yoruldum , bıktım ve şiştim. Çocukken okuldan eve yetişinceye kadar çişini tutamayıp tam eve girmeden kapıda salıverince , paçalardan sidik sızıverince , hem bir utanç hem de bir rahatlama olurdu ya , işte ben de az sonra öyle rahatlayacaktım. Şiştim , şiştim , sonra şu sözleri ağzımdan kaçırdım. İşer gibi soruyordum.
- Sen beni sevmiyor musun?
Gözlüklerim gene iyice buğulanmış , gözyaşlarım yol yapmış altından akıyordu. Yani anlayacağınız , her türlü sızdırıyordum.