Gönderi

1724 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Tam metnini okuyabilmek için yaklaşık 1 sene bekledim bu kitabı. Kütüphanede alan arkadaşlar getirmiyorlar malum. Yine aynı sebepten ötürü birinci cildiyle ikinci cildi arasına üç kitap aldım. Uzun zamandır beklediğim bu dev eseri bitirmiş olmanın haklı mutluluğunu yaşıyorum. Bu da klasiklerden biri elbette ama bu kitap bugüne kadar okuduğum Rus klasiklerinden oldukça farklı. Zaten bu bir Fransız klasiği :) Her neyse. Kitap ilk başladığında piskopos Monsenyör Bienvenue'yü anlatıyor. Yaklaşık 100 sayfa boyunca hiç sıkılmadan bu karakteri okuyoruz. Ana karakterimiz olan Jean Valjean ise daha sonra giriyor hikayeye. 19 yıl önce yeğenlerini doyurabilmek için ekmek çaldığı için küreğe mahkum olan Jean Valjean'ın hapisten çıkışı, insanlardan gördüğü nefret ve onun insanlara karşı ettiği nefret, piskoposla karşılaşması ve hayatının bundan sonrasının çok daha farklı şekilde seyretmesi. Jean Valjean ne yaşarsa yaşasın peşini bir türlü bırakmayan Sefalet. Piskopos sevgisini bütün insanlara verirken Jean Valjean kimseye verememiş, kimseden de herhangi bir sevgi görmemiştir. Jean Valjean'ın kitapta belki de en az konuştuğu karakter olmasına rağmen hayatına en çok etki eden karakterdir Piskopos. Ve onun etkisi kitabın sonuna dek kendisini gösterecek, Piskopos ikinci cildin sonlarında bile anılacaktır Jean Valjean tarafından. Ve onun emanetlerini her daim saklayacaktır. Kitabın isminden sadece Fransa'nın fakir kesimini anlattığını sanabiliriz. Ama sefiller kelimesi burada sadece fakirliği değil aynı zamanda acizliği, kaybolmuşluğu, hor görülmüşlüğü, özetle toplumdan dışlanmışlığı belirtir. Jean Valjean, Cosette, Marius, Thenardier, Javert, Gavroche ve benim içlerinde hikayesine en çok üzüldüğüm, kitabın küçük bir kısmında geçen Mabeuf Baba. Hepsi öylesine derin karakterler ki... Hugo kitap boyunca iyi bir kurgu yakalamış. Jean Valjean'ın Thenardier'le, Marius'la ve Javert'le yolu sürekli olarak kesişir. Bu kesişimler romanın akışını değiştirir ve karakterlerin hayatını büyük ölçüde etkiler. Roman boyunca Victor Hugo, araya kendi düşüncelerini sokuyor. Waterloo Savaşı, manastırlar, argo, Fransa hanedanları, Paris'in lağım tarihi, üstüne basınca sizi içine çeken kumsallar gibi konular anlatılıyor. Bu konuların kitabın konusuna ya da kurgusuna hiçbir katkısı yok. Hugo kendi fikirlerini yazmış sadece. Bunlar da yazılınca kitabın neden bu kadar kalın olduğu rahatlıkla anlaşılabilir. Yazar sokak sokak, cadde cadde, hatta lağım lağım Paris'i anlatıyor bizlere. Ve elbette Fransız tarihini ve Fransa'yı. Yazarın ülkesine olan bağlılığını ve hayranlığını rahatlıkla okuyabiliyoruz satırlardan. Devrimi ısrarla savunduğu için bazı ülkelerde yasaklanmış bu kitap. İnsanı kötü hale düşürenin de toplum, sadece toplum olduğunu söylediği için de birçok yazar ve devlet adamı tarafından eleştirilmiş. İçinde geçen anlatıma, ifadelere hayran kaldım. Çok yoğun bir şekilde edebiyat kokusu alıyorsunuz bu kitaptan. "Yıldız milyoneri Tanrı" ifadesi beni çok etkilemişti mesela. Özetle Sefiller okuması çoğu zaman keyifli, bazen sıkıcı, ama olay örgüsüyle ve anlatmaya çalıştıklarıyla dev bir klasik eser. Herkese okumasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar...
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202488.2k okunma
·
16 views
Ayşe* okurunun profil resmi
Çok güzel bi inceleme olmuş. Elinize sağlık :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.