Gönderi

Aşk
aşk, akıl için bir sırrı kadim; maşuk, aşık için bir ismi azim... sekerat girdabındaki bir derviş gibi; aşık, maşukun adını tespih eder de eder. ama ne içinde erir, ne sonuna erer. ne onu geçer ne ondan geçer... halkın gözünde değersiz bir derbeder, akılsız bir meczuptur o halbuki uçsuz bucaksız, dipsiz kenarsız, hadsiz hudutsuz bir alemde mahpustur, mahkumdur, mahçuptur o; kimse bilmez bilemez... aşk, bir kemend-i esaret gibi görünür sana ama aslında o madde-i manaya, cesedi ruha, aklı kalbe, görüneni görünmeyene bağlayan bir mirac-ı hürriyettir... bir yanın zelil olsa da, bir yanın azizdir. bir yandan yaksa da aşk, bir yandan serindir. tıpkı bir afyon-u manevi gibi içine girmekle kalmaz iliklerine siner, sonrası bir mevtanın sekerat hissizliği sanki...artık donsan da yansan da fark yok gibi... hasılı kelam; aşk ilahtan insana lütfedilmiş bir haldir, bunun üzerine söylenecek her söz; ne idüğü belirsiz bir kil-u kal'dir. Yasin Pişgin
·
1 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.