Bu söylenenler bize neyi gösteriyor biliyor musunuz?
Ülkenin çaresiz kaldığını, insanlarımızın üzerine sinmiş olan kara cehaletin mevcutluğunu ve toplumumuzun kendini geliştirmeye kapalı tembel bireylerle dolu olduğunu gösterir.
Yöneticiler ise bu gidişata dur demek yerine bu hasta toplumun cehaletinden nemalanıp topluma yapay umutlar pompaladı durdu yüzlerce yıl.
Durumu değerlendirmek gerekirse
Mehdi veya Mesih’in geleceği konusunda Kur’an-ı Kerim’de tek bir ayet yok. İki kez mehdi kelimesi geçmiş her ikisinde de Hz. Musa’nın beşiği kast edilmiş. Mehdinin kelime anlamı beşiktir. Yani uyutucu demek. Bununla uyutuluyoruz. Bu uyutma asırlarca sürdü.
“Mavi gözlü neredesin” dedirtmek veya “hey gidi osmanlı neredesin” dedirtmek de bizi geçmişle ile övünmekle meşgul edilip şu an mevcut olan gerçek karşısında bizim mücadele gücü pasifize edilir
Dolar meselesi ile doyumsuz olan nefsimizin korkutulması veya açlık korkusuyla terbiye edilmemizi sağlıyorlar. Dolar korkusunun başka bir misyonu da ABD’ye karşı korkumuzu kaybetmemizi engellemektir.
Kıyametin geleceğini söylemek de çaresizliğe sürüklemek içindir. Ya da “ey müslümanlar çalışmayın sabredin Allah bunların hakından gelecek” demektir. Buradaki amaç da müslümanı pasivize etmektir.
Diğer değerlendirmelerimi yapıp partizan okurları kızdırıp üzmekten veya onlara saygısızlık etmekten korkuyorum.
Anlsttıklarımın özeti şu
İster dindar olun ister deist isterseniz ateist. Cehaletle, açlıkla, korkularla...mücadele etmenin temel bir yolu var bu yol OKUMAK. Toplumumuzun huzuru için ise yine okumak, ötekileştirmeyi durdurmak, cesaret sahibi olmak, anlayışlı olmak, empati kurabilmek ve yardımlaşmak.
SAYGILAR