Gönderi
Reşat Nuri'den harika bir eser daha okudum. Bu yazarın mümkünse bütün kitaplarını okumak istiyorum.
Hayatı iki farklı kutupta yaşayan iki farklı insanın bir araya gelmesiyle oluşan, eski Yeşilçam filmi tadında bir hikaye olsa da ondan çok daha kuytu köşeleri karıştıran bir hikaye bu.
Bugüne kadar her istediğini almış, her istediğini yapmış, şımarık bir genç kız olan Sara'nın kadınları sürekli hor gören, insanlardan hep uzak yaşayan Homongolos'a iyi bir ders vermek istemesini konu alan hikaye, keyifli ve bir çırpıda okunan sayfaları seriyor önümüze. Kitabın neredeyse tamamı mektuplardan oluşuyor. Bu anlatım tarzını çok beğendim. Reşat Nuri hep günlüklerle anlatırdı olayları halbuki :)
En katı insanların bile hislere sahip olabileceğini, ezilmişliğin, dışlanmışlığın ne kadar korkunç boyutlara varabileceğini ve yine, yeniden aslında hiçbir şeyin gördüğümüz, sandığımız gibi olmadığını anlatıyor Reşat Nuri. Cumhuriyet Dönemi edebiyatında herkesten farklı bir yeri var bu adamın benim için. En iğrenç, en aşağılık duyguları ve konuları bile çok seviyeli ve lisan-ı münasiple anlatmayı bilen bir yazar. Ve konu ve karakterler nasıl olursa olsun, o kadar hoş ve keyifli bir anlatımı var ki okurken duramayıp kitabı bitirirken buluyorsunuz kendinizi. Keyifli okumalar...
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.