Robinson Crusoe bildiğiniz gibi bir macera kitabıdır ve hedef kitleye göre birçok defa düzenlenmiştir ki çocuklar için resimli baskısı da mevcuttur.Fakat Robinson Crusoe, döneminin özelliklerini, arka planını ve sosyal yaşamını da yansıtır. 18. yüzyıl İngiliz Edebiyatı'nın başyapıtıdır ki bazılarına göre yazılan ilk İngilizce romandır.1719'da ilk baskısı yapılan kitap 1600'lerde geçmektedir. Crusoe'nun babası seyahate çıkmayı isteyen Robinson'a hukuk okumasını, maddi durumu kötü olacak kadar fakir olmamasını, aşırıya kaçacak kadar da zengin olmamasını, iyisi mi orta halli (middle class) biri olup rahatına bakmasını, risk almamasını öğütler.Babası bir Tanrı figürüdür, fakat Robinson onu dinlemez. Hikayenin devamında Londra'ya giden geminin fırtınaya yakalandığı sırada geminin kaptanı, Robinson'a, "Tanrı senin denizlere açılmanı istemiyor başına kötü işler geleceği çok açık" der.(Foreshadowing). Robinson buna aldırmaz. 2 yılını esir olarak geçiren, 4 yıl Brezilya'da çiftçilik yapan Robinson bir fırtına sonrası adaya düşer ve bu macera arayışından ötürü pişmandır.(Babasının emirlerine karşı geldiği için adaya düşmesi Adem ve Havva'ya bir atıftır) Babasını dinlemediği için bunların başına geldiğini ve Tanrı'nın onu cezalandırdığını düşünen Robinson ada hayatına alışmaya başlar.Daha sonra sıtmaya yakalanan Robinson, İncil okumaya başlar.(O zamana kadar dinle pek alakası olmayan kahramanımız affedilmek için birden Tanrı'ya sarılmıştır.) İncil okuduğu zamanlarda neden fırtınada sadece kendisinin kurtulduğunu düşünmeye başlar.(Puritan olduğu için sadece o kurtulmuştur çünkü seçilmiş kişi olduğunu düşünüyordur) Dip Not : Puritanism, Protestanlığın bir doktrinidir. Puritanlar'ın amacı dini saf bir hale getirmektir, insan işlediği günahlardan arınmak için acı çekmeli ve çalışmalıdır. Bunun bir yansıması olarak Robinson adada sürekli olarak çalışır.Babası ona orta halli biri olmasını tembihlediği için sadece ihtiyacı kadar mısır ve arpa tohumu eker.(Burada middle class society göndermesi vardır) Ada hayatının 24. yılında Robinson bir yerliyi yamyamların elinden kurtarır.Bu kısımda Robinson yerliye adını sormak yerine ona direkt olarak tanıştıkları gün olan Cuma ismini verir.(Eğer bir şey keşfediyorsanız o sizindir, Cuma yerine herhangi bir Hristiyan ismi vermemesinin sebebi de budur, Cuma'nın bunu hak etmemesi ve artık Robinson'un malı olması. Bu kısım ayrıca bir kolonileşme habercisidir. Robinson için Cuma bir canavardan, bir köpekten farksızdır ki tanıştıkları tarihten itibaren artık Robinson'un yanında olacaktır, tıpkı evcil bir hayvan gibi.Bu analizim biraz ağır gelebilir fakat kitabı okuyanlar Robinson'un Cuma'ya karşı olan davranışlarına dikkat etmiştir. Robinson sadece kendini düşünen, diğerlerine karşı herhangi bir duygu beslemeyen biridir. Cuma putperest olduğu için Robinson bir Hristiyan oalrak kendini üstün görmektedir ve asla ona arkadaş gözüyle bakmamaktadır.) İlerleyen kısımlarda adadaki insan sayısı giderek artar ve tarlalarda tarım yapılmaya başlanır (Kolonileşme - Sömürge). Robinson'un Brezilya'daki çiftliği çok iyi hale gelmiştir ve Robinson yadsınamayacak miktarda para kazanır. Koloni ise adada yaşamını sürdürmektedir. Bu roman ile Defoe, orta halli insanlara, eğer Robinson gibi risk alırsanız, İngiltere dışında koloniler kurmayı başarırsanız, dininizin gerektirdiği gibi çok çalışırsanız zengin olursunuz, Robinson Crusoe zengin olmak için bir rehberdir demek istemiştir. Roman gerek ırkçılık, gerek kölelik, gerek basit dili sebebiyle birçok eleştiriye maruz kalmasına rağmen günümüzde büyük bir kitleye hitap etmektedir.Bunun sebebinin ise Crusoe'nun yaşamak için verdiği mücadelenin insanları etkilemesine bağlıyorum.

Robinson CrusoeDaniel Defoe · Yapı Kredi Yayınları · 202321,8bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Julien Sorel