Dışarıdaki paten sahasında Journey’nin “Open Arms”
isimli şarkısı çalıyordu ve tüm büyük çocuklar özel parti
odasının plastik camdan penceresinin önünden kayarak
geçiyorlardı. Abby doğum gününde yalnız olduğu
için herkesin ona güldüğünü biliyordu.
Tırnaklarını bileğinin iç tarafındaki süt kadar beyaz derisine
bastırdı ve ağlamamak için canının ne kadar yandığına odaklandı.
En sonunda, saat 15.50’de, bileğinin iç tarafının her bir
noktası parlak ve kırmızı, yarım ay biçimindeki izlerle kaplıyken
Ashley Hall’dan yeni transfer olmuş garip,
yeni çocuk olan Gretchen Lang annesi tarafından odaya itildi.
“Merhaba, merhaba,” diye neşeyle cıvıldadı Bayan Lang.
Bileklerinde bileklikleri şakırdıyordu.
“Kusura bakmayın gecik– Herkes nerede?”
Abby cevap veremedi.
“Köprüde, trafikte sıkışmışlar,” dedi Abby’nin annesi yardımına koşarak.
Bayan Lang’in yüzüne rahatlamış bir ifade oturdu.
“Gretchen, küçük arkadaşına hediyesini versene,” dedi,
Gretchen’ın kollarına sarmalanmış tuğlayı yükledi ve
kızını öne doğru itti. Gretchen kuvvetini arkasına
verdi ve topuklarını yere sıkıca gömdü.
Bayan Lang başka bir taktik denedi.
“Bu karakteri tanımıyoruz, değil mi Gretchen?”
diye sordu E.T.’ye bakarak.
Şaka yapıyor olmalı, diye geçirdi içinden Abby.
Gezegendeki en popüler kişiyi nasıl olur da tanımazdı?
“Ben kim olduğunu biliyorum,” diye karşı çıktı Gretchen.
“E.T… Kuzeyli Varlık?”
Abby’nin havsalası almadı.
Bu çılgın deliler ne diyordu böyle?
“Uzaylı Varlık,” diye düzeltti onu Abby boğazındaki
düğüm çözülünce. “Yani başka bir gezegenden geliyor.”
“Ne kadar hoş değil mi,” dedi Bayan Lang.
Sonra bahanelerini sıralayıp topukları kıçına vurarak oradan kaçtı.
Havaya ölümcül bir sessizliğin zehri yayılıyordu.
Herkes huzursuzca ayaklarını oynatıyordu.
Abby’ye göre bu durum yalnız olmaktan daha kötüydü.
Artık doğum günü partisine kimsenin gelmediği ve
ebeveynlerinin kızlarının arkadaşı olmadığı gerçeğiyle
yüzleşmek zorunda olduğu açıktı.
Daha da kötüsü uzaylı varlıklar hakkında hiçbir şey bilmeyen
garip bir çocuk onun küçük düşmesine tanık oluyordu.
Gretchen kollarını göğsünün önünde kavuşturmuş olduğu
için hediyesinin etrafındaki ambalaj hışırdıyordu.
“Hediye getirmen ne kadar hoş,” dedi Abby’nin annesi.
“Bunu yapmana gerek yoktu.”
Elbette gerek vardı, diye geçirdi içinden Abby.
Bugün benim doğum günüm.
“Doğum günün kutlu olsun,” diye ağzında geveledi
Gretchen ve hediyesini Abby’ye doğru uzattı.
Abby hediyeyi istemiyordu. Arkadaşlarını istiyordu.
Neden gelmemişlerdi? Bir de Gretchen vardı;
karşısında bir aptal gibi durmuş hediyesini uzatıyordu.
Abby tüm gözler üzerinde olduğu için hediyeyi aldı ama
o kadar hızlı davranmıştı ki kimsenin kafasının karışıp olayların
gidişatından memnun olduğunu düşünmesine mahal vermemişti.
Hediyeyi alır almaz bir kitap olduğunu fark etti.
Bu kızın dünyadan haberi yok muydu?
Abby, E.T. ile alakalı şeyler istiyordu, kitap değil.
Ama belki bir E.T. kitabıydı?
Ambalajı dikkatlice açıp da İncil’in çocuklar için olan
versiyonunu görünce içindeki ufak umut da yok oldu.
Abby kitabın arkasını çevirdi ve tekrar içi bir umutla doldu:
belki de bu kitap içinde E.T. olan başka, daha büyük
bir hediyenin bir parçasıydı. Ama arkasında hiçbir şey yoktu.
Kitabı açtı. Yok. Gerçekten de Çocuklar İçin Yeni Ahit idi.
Abby tüm dünyanın çılgına dönüp dönmediğini görmek için
başını kaldırdı ama tek gördüğü dik dik ona bakan Gretchen idi.
Abby kuralları biliyordu:
Kimsenin hislerinin incinmemesi için teşekkür etmesi
ve heyecanlı rolü yapması gerekiyordu.
Ama peki ya onun hisleri? O gün doğum günüydü
ama onu düşünen kimse yoktu. Kimsenin köprüde trafikte
sıkıştığı falan yoktu. Herkes Margaret Middleton’ın arazisinde
ata biniyor ve Margaret’a Abby’nin tüm hediyelerini veriyordu.
“Ne diyoruz Abby?” diye hatırlattı annesi.
Hayır. Söylemeyecekti. Söylediği takdirde bunun gayet
iyi olduğunu, tanımadığı garip bir insanın ona İncil
vermesinin problem olmadığını kabul etmiş olurdu.
Söylediği takdirde ebeveynleri Abby ve bu ucubenin arkadaş
olduğunu düşünecekler ve onu o andan itibaren Abby’nin
büyün doğum günü partilerine çağıracaklardı ve kimse Abby’ye
hiçbir zaman Çocuk İncili dışında bir hediye getirmeyecekti.
“Abby?” dedi annesi.
Hayır.
“Tatlım,” dedi babası. “Yapma böyle.”
“Derhal bu küçük kıza teşekkür etmen gerekiyor,” dedi annesi.