Öyle bir zaman dilimindeyiz ki, okuduğum bütün distopyalarda günümüzden bir şeyler bulamazsam onu ütopya ilan eder hale geliyorum. Hayvan Çiftliği, 1984, Cesur Yeni Dünya bazı bilindikler ve dahası, bu kitabı da en kısa zamanda onların içine katmak istiyorum ancak okuduktan sonra hasıl olan "uyanmışlık" hissi rahat yaşamamı engelliyor. Gözleri açık olan insanlar olarak nasıl bu kadar azız diye düşünmekten uyuyamadığım oluyor bazen.
Neredeyse artık yüzüme vurulmasın diye kendimi gündemden soyutlayacak duruma geldim, keşke anlatabilsek, keşke sesimizi duyurabilsek. Keşke okuduklarımızdan kendimize pay çıkarıp "Böyle olmak istemiyorum!" diyebilsek. Mızmızlanıp, acaba söylediklerim başıma ileride iş açar mı diye özgürce yazamamaktan, dinleniyor muyuz diye muhalif düşünceler hakkında konuşamamaktan, hatta bazen düşünmekten bile korkuyoruz. Suskunluk sarmalı deniyormuş buna, bundan muzdaribiz sanırım halkça.
İncelemenin kendisini beğendiğim kadar, düşünmemiz için açtığı yolları da beğendim, bizimle paylaştığınız için teşekkürler. :)