Kitabın çağlar üstü siyasi-sosyal mesajlar içeren yetişkin masalı olduğunu kabul etmeyen yoktur.
Her dönemde bir insan çiftliği mevcuttu, halihazırda da olduğu gibi.
Kitapta ne mi var?
Tarihini unutmuş, dili yozlaşmış, önce düşünmesi yasaklanmış sonra düşüncesi kısırlaşmış ve düşünmeyi unutmuş hayvanlar.
Ters giden şeylerde hep bir suçlunun bulunduğu, hata yapma özgürlüğünün sadece belli kişilerde olduğu, ezen mutluyken ezilenin ne olduğundan bile haberinin olmadığı bir âlem.
“Kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği, her yerde azgın, yabanıl köpeklerin hırlayarak kol gezdiği,yoldaşlarının korkunç suçları itiraf ettirildikten sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum çıkmıştı ortaya.” (S.107)
"Tüfeğin gümbürtüsüyle, horozun ötüşüyle ve bayrağın dalgalanışıyla ara sıra da olsa açlıklarını unutabiliyorlardı." (S.108)
Sorular...
Ezilenler yönetimi ele geçirdikten sonra tümüyle adalet uygulanabilir mi yoksa vakti zamanında ezilmiş de olsa ezme imkanı kendisine verildiğinde gücü en güzel şekilde aynı taşlı yollardan geçtiği kardeşlerine(kardeşim dediklerine) uygular mı?
Meşaleyi elinde taşıyanlar, aydınlatması gereken yerde beraberindekileri alev topuna dönüştürebilir mi?
Kimlere tam itimat edilebilir veya birilerine tam itimat edilebilir mi?
Şimdi..
Ben ezilmişliği "Allah'ın insan fıtratına hitap edecek şekilde belirlediği ve insanlığa sunduğu kurallar" dışında yaşanan her türlü hayatın kaçınılmaz gerçeği olarak görüyorum.
Çünkü ancak bu şekilde bir adaletten bahsedebiliriz ve böylece aksi olan ezilmeyi/zulmü bertaraf etmek yolunda gerçekçi bir çaba içinde bulunabiliriz.
İslam, geldiği ilk yıllarda (birçok peygamberin etkisinin toplumlarca hissedildiği dönemlerde) büyük bir özgürlük getirmişti, şimdi ise İslam maskesi kullanılarak nice adaletsizliğe
ve kalkınamamaya maruz kalıyoruz. Bir de İslam maskesi dahi olmayan zulüm sistemleri var.
Buralara nereden mi geldim?
Hayvanlar alemindeki Yedi Emir'in değişmesi olayı, insanlığın huzuru için gönderilen kitapların tahrifini hatırlattı.
İnsanın emirleri çıkarlarına göre alması, değiştirmesi, yontması, eksiltmesi, evirmesi, çevirmesi...
Allah'ın bizi sürekli yahudileşmekten sakındırması...ama yine de bunun anlaşılmaması çünkü sadece hafızın güzel sesinin ilgi odağı olması...
Gerçek uyarıcının getirdiği mesajların unutulması, akıl tutulması, sorgusuz sualsiz itaat ve sonuç tabiri caizse toplumsal harakiri.
Özetinin özeti -bir ucundan görüneni- böyle olan bir düzenin müsebbibi bazı karakterler de genel düzlemde şöyle oluyor;
Koca Reis(yaşlı domuz); Yanlış gidişin farkına varıp 'buna bir dur demeli' deyip, insanlara ışığı gösteren nadir kişiler.
Snowball(domuz); Güzel işler için çabalayan kar gibi beyaz niyetleri ile toplumu kalkındırmaya çalışan aklı başındakiler. İzin verilse toplumun saygı duyduğu kişiler olarak kalacaklar ama bunun yerine önce ortadan kaldırılıp sonra tüm günahların keçisi ilan edilirler.
Napoléon(domuz); Zevki için herşeyi mübah gören, ayaklara çelme takan, arkadaşlarını sırtından vuran, herkesi kölesi gibi gören güce-makama-mevkiye aşık tüm zavallıların, koltuk sevdalılarının temsili yüzü.
Benjamin(eşek); Her şeyin farkında olan ama susan, bana dokunmayan bin yıl yaşasın diyen, durum ne ise ona razı olan, anarşizm karşıtı olayım derken zulme göz yuman vurdumduymazlar, dilsiz şeytanlar.
Squealer(domuz); Güce tapan çıkarcı; kralların halkın gözünü boyayan sihirbazları; günümüzün şakşakçı basın-yayın organları. Malcolm X'in tabiri ile "Eğer dikkat etmezsek mazlumlardan nefret etmemize ve zalimleri sevmemize sebep olacak olan medya. "
Boxer(at); Sorgulamadan itaat eden ve bir ömür sürünen; iyi niyeti ve samimiyetini yanlış yerde heba eden; kendilerince güzel olan işler için şevkle çabalayan; toplumun bel kemiği olan kişiler.
Mollie(köpek); özgürlükmüş, kardeşlikmiş, hakmış, adaletmiş bunlara kafa yormayan, menfaatleri için yaşayan kesim. Belki de kendi kuyruğu peşinde koşan ve her şeyden bihaber bilinçsiz nesildir.
Domuzlar; toplumun refahını sağlamak bahanesi ile kendi refahlarına hizmet eden pek değerli üst kesim.
Koyunlar; Yanlış gidişat farkedilmesin diye laf kalabalığı yapan güruh. Kör-cahil yalakalar sürüsü.
Atlar; Çalışan, çabalayan, eli 'emek' kokan kesim.
Köpekler; Bozuk sistemlerin ayakta kalabilmesi için iyi eğitilmiş, güç ve zorbalığı elinde bulunduran tabaka.
Tavuklar ve inekler; Üretimde aktif olan kesim. Siz deyin çiftçiler ben diyeyim hayvancılık ile uğraşanlar, yani karnımızı doyuranlar.
Değirmen; Ekonomiyi ayakta tutmak için gerekli kalkınma araçları.
Ve çiftlik; üzerinde yaşadığımız koca dünya.