Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

59 syf.
9/10 puan verdi
“Müzeyyen,” dedim fısıldayarak, “Müzeyyen, ben ölüyorum. -İçinde spoiler var fakat önemli olan zaten konusu veya sonu değil, işlenişi.- Pek çok şey vardı 'Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku'da.  Müzeyyen vardı. Aşık olunası kadın. Çapkın, güçlü, özgür, cesur, kafasına eseni yapabilen bir kadın. Hem gece hem gündüz, hem sokulgan hem alıp başını giden, hem ev hali hem sokak... Belki gerçekten böyle biriydi Müzeyyen, belki yalnızca ben öyle anladım, belki de öyle anlamak istedim, öyle hayal ettim. Çünkü sevmekten korkmayan bir kadındı Müzeyyen. Sevince başka bakan bir kadındı. Aşık olunası kadındı. Her yol Müzeyyen'e çıkardı. Her iç ses Müzeyyen'e konuşurdu. Her hikaye Müzeyyen'e anlatılırdı. Hatta her olay Müzeyyen'e anlatmak için yaşanırdı. Dobraydı. Düşündüğünü saklamazdı. Aşık olunası kadındı.  Tutku vardı sonra. Anlatıcının Müzeyyen'e duyduğu tutku. Belki biraz sapık ve tek taraflıydı ama yine de derin bir tutkuydu. İç sesinde kendini muhataptan çıkarıp yerine Müzeyyen'i koyacak kadar derin bir tutkuydu. Ama bir cümle daha vardı kitapta; "Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı." Ben bu cümleye dayanarak diyorum ki belki de Müzeyyen haklıdır. Belki de adamın derin tutkusu Müzeyyen'e değil yazmayadır. Yazmaya duyduğu tutku ve yazamamanın içine koyduğu sıkıntı o kadar büyüktür ki adam Müzeyyenle bu sıkıntıyı hafifletmeye çalışıyordu. Müzeyyen de belki bu iki yüzlülüğe, bu yalancılığa kızıyordu. Derinlik vardı. Cümlelerde derinlik vardı, Karakterlerden derinlik vardı, düşüncelerde derinlik vardı, sevgilerle derinlik vardı... Hikayedeki adamın kadını sevmesine, sevdikçe ruhunun büyümesinde, büyüdükçe eve sığmamasında ve her fırsatta evden yani kadından kaçıp akşama kadar sokaklarda gezmesinde bir derinlik vardı. Ben seviyorum böyle tutunamayan karakterleri. Böyle hayata köşesinden ancak ilişebilmiş, bir şeye sapıkça ve tek taraflı bir tutkuyla bağlanarak hayata tutulmaya çalışan insanları. İçten içe acı çeken, varoluşsal sıkıntılarla boğuşan insanları. Hayalin düşünceyle, gerçekle karıştığı derin hikayeleri.  Post-modern bir hikaye okumak isteyen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. İyi okumalar.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,2bin okunma
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.