Benim güzel dedem. Şu meşhur 60 70'li yılları üniversite eğitimine denk gelen sosyalist öğrenci dedem.
- Köyde en zeki bendim. 6 senede Üniversiteyi bitirdim bu bile ne kadar zeki olduğumun kanıtıdır diyor.
- Fazladan mı okudun diyorum. Yok yani okulu uzattıysan bu nasıl bir zekilik.
- Zekiydim işte diyor. O zamanlar üniversite bitirebilmek büyük zeka işiydi, ben bunu becerdim diyordu. (siyasi olaylar yüzünden üniversiteler kapatılırmış o yüzden bitirmesi uzun sürmüş.)
Gerçekten de öyleymiş kendi köyünden üniversiteye giden 3 arkadaşından üniversiteyi yani İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini tek bitirebilen oymuş. Sonra hikayesini anlatmaya başlıyor.
Bir konuşma yaptım epey alkış tezahürat aldım
madalya beklerken kodese attılar. Annem duydu tabi bana mektup yazdı. ''Oğlum ne halt yedin oralarda ben tüm topladığım çayın parasını sana yolladım oku adam ol diye. Söyle bana ne halt yedin.''
Aldım kalemi kağıdı anacım yemin ederim sadece konuştum başka hiç bir suçum yok.
Annemden ikinci bir mektup geldi. Oğlum konuşmak suç olsa Şaziye teyzeni atarlar mahpusa. Kocası bile dayanamadı konuşmasına alamanyaya kaçtı. Geçen gelen jandarmaya bile iki saat söylendi bir şey olmadı. Sen ne yaptın ki oralara girdin.
Bir kaç gün sonra hakimin karşısındayım. Hakim ''Savunmanı yap oğlum'' dedi. Ben de anlattım. Sayın hakim
Anam diyor ki ''konuşmak suç olsa Şaziyeyi yakalarlardı seni niye yakaladılar hapse attılar.'' Ben anama yazacak cevap bulamadım. Siz söyleyin ben anama ne cevap yazayım.
Hakim biraz düşündü. Git ananın yanına ''konuşmak suç değil de ve elini öp'' dedi. Böylece kurtuldum.
Çok hoş çoook. Neler var yahu hep sonradan görüyoruz. Önceden böyle bir durumda hemen " tam Aziz Nesin'lik" derlerdi. Ne güzel bir anıydı öyle tadı damağımızda kaldı.