Kitap 17 kısa öyküden oluşuyor.
Sade diliyle, insanların hüzünlü hayatlarında yer aldım yazarla beraber. Yazar, hızla ilerleyen dünyada anlık duruşlarla çevreye bakıp, yoldan geçen birinin ‘ içinde kim bilir ne gibi hüzünler yeşertiyordur şimdi’ diye düşünüp onların yanında olmak istemiş sanki. Zaten eksik olan bir şey var hayatta. Gittikçe de eksikliği artan. “Başkasının derdiyle hemhal olabilmek.” Onun kederiyle kederlenebilmek. Okuduğum hüzün dolu hikayelerin umut dolu yönü buydu bana göre. Böyle hikayeler okuyunca -Sabahattin Ali’den beri- sıradan gördüğüm insanlara öyle bakamıyorum artık. Kimseyi sıradanlaştıramıyorum. Bazı hayatlar boş ve gereksiz diye düşündüğüm anda acılar ve hüzünler her insanın ki ne kadar da gerçek diyorum.