Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

138 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yıllarca edebiyat derslerinde doğu-batı çatışması dendi dendi durdu. Bir türlü anlayamamıştım ne demek olduğunu. Ta ki bu kitabı okuyana kadar. Aslında doğu-batı çatışması diye bir şey yok, "doğu-batı çatıştırılması" var. Okumak için uzun süre beklediğim kitaplara ister istemez bir anlam yüklüyorum ve beklentim artıyor. Bu kitapta onlardan biriydi benim için. Ama sonunu görünce hayal kırıklığı kaçınılmaz oldu. Yazar çok iyi psikolojik analizler yapmış ama olaya yanlı baktığını ve gidişatı yanlı yazdığını görünce sonradan benim için bir anlam ifade etmedi. Özet olarak: Batıya özenerek büyük bir yanlışa yönelen genç bir kadının; yaşanmış bir olayın ve etrafındaki insanların tesiriyle gerçekleri görmesi ve yanlışından vazgeçip eski hayatına dönmeye karar vermesi. *Spoiler içerebilir. Kitabın başında kitabın ana kadın karakteri Neriman'a gıcık oluyoruz. Çünkü yazar öyle istiyor. Kendi kültürünü aşağılayan, batı özentisi, kendini ve dünyayı tanıyamayan(!), her başı sıkıştığında ya da bir şeylerin üstesinden gelemediğinde sinir krizi geçirip bayılan şımarık hatta sığ bir kadın portresi çizilmiş Neriman karakterine. Halbuki genç yaşta yakınlarının ölümüyle karşılaşan bir insanın bu derece sığ olması gerçeklikle ne kadar bağdaşır bilinmez. Batıya özenmek onlar gibi olmak istemekle dünyanın en kötü şeylerinden birini yapmış gibi düşünüyoruz bu kadın için. Ya da düşündürtülüyoruz. Sonra nedense Neriman yaşanmış bir olayla kendini hayatını bağdaştırıyor. Ve birdenbire gerçekleri(!) görüyor, hata(!) yaptığını anlıyor. Kitabın başlarında Neriman'ın doğuyu ve doğulu insanları aşağıladığını görüyoruz. Kitabın sonlarına doğru da doğulular tarafından batının ve batılı olmanın aşağılandığını görüyoruz. Adeta doğu ve batı çatıştırtılıyor. Ve ben buradan doğunun yüce, batınınsa aşağılık olduğu mesajı veriliyormuş gibi hissediyorum. Bu doğruluk neye göre kime göre tartışılır. Bana göre ne doğuyu ne de batıyı yüceltmeye gerek olmadığı gibi aşağılamaya da gerek yoktur. Doğru dediğimiz şeye sadece bir yoldan gidilmez. Ek olarak yer yer kadınlar da aşağılanmıyor değil bu kitapta. Beş parmağın beşi bile bir değilken "Kadınlar şöyledir, böyledir" tarzından cümleler kurmak abesle iştigal etmektir. Virginia Woolf gibi ben de nefret ediyorum bu cümlelerden. Ayrıca doğu kültürüne sahip olan bu insanlar doğu kültürüyle kati surette bağdaşmayan birtakım davranışlara sahipler. Üstü kapalı hoş gördürülmeye çalışılmış ama asıl çelişki burada başlıyor.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,5bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.