Gönderi

218 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Uzun bir aradan sonra Dostoyevski'nin cümlelerini okumak benim için çok güzel oldu. Özlemişim doğrusu... Öncelikle bu kitap Dostoyevski'nin diğer bilinen kalın romanlarına karşın kısa bir öykü kitabı. Başka öykü kitabı var mı bilmiyorum; ama öykücülükte de bir hayli başarılı buldum kendilerini. Yazar, Beyaz Geceler isimli bu öyküsünde Petersburg'da "hayalperest" ismini verdiği kahramanımızın başından geçen 4 günü anlatmış. Diğer önemli karakterimiz de Hayalperest'in aşık olduğu Nastenka... Kitabın ismi olan Beyaz Geceler ise Hayalperest'imizin Nastenka ile birlikte geçirdiği günlere verdiği isimdir. Nastenka'nın içerisinde olduğu günler ve geceler Beyaz Geceler olarak adlandırılıyor kahramanımız tarafından. Benimse kitaba başladığım ve kitabın ismini gördüğüm ilk andan itibaren kafamda sürekli Seda Sayan'ın "Ah geceler sensiz geceler" şarkısı çaldı durdu. Bir türlü Seda Sayan'ın sesi arka fondan gitmek bilmedi... Konu ise, tam bir Yeşilçam filmi konusu. Kahramanlarımız bir akşam üzeri Petersburg'da karşılaşıyorlar ve Hayalperestimiz Nastenka'ya birkaç dakika içerisinde aşık oluyor. Ancak Nastenka'nın sevdiği ve 1 senedir beklediği bir başka adam da vardır hikayenin içerisinde. İşte kitap, bu aşk üçgeni arasında Nastenka'nın gelgitleri ile Hayalperest'in aşk acısını anlatıyor. Konu ile ilgili bu kadar bilgi vermek yeterli diye düşünüyorum. Dostoyevski bu kısacık öykü içerisinde birçok konuya değinmiş, birçok toplumsal mesaj vermiş anlayana. Ancak bir konu özellikle ilgimi çekti ve dönemin Rusya'sını ve kadınlara bakış açısını eleştirmeden geçemeyeceğim. Okuduğum diğer bazı Rus Edebiyatı kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da, yolda tek başına yürüyen kadınların mutlaka erkekler tarafından rahatsız edilmesi söz konusu. Belki o dönemde bu durum normal karşılanıyor olabilir; ama ben her okuduğumda bu konudan rahatsız oluyorum. Yolda tek başına yürüyen bir kadına kötü gözle bakılıyor resmen ve erkekler tarafından taciz edilmesi ve peşinden takip edilmesi normal bir durummuş gibi anlatılıyor. Bu kitapta da Hayalperestimiz Nastenka'yı böyle bir tacizcinin elinden kurtarıyor. İşin ilginç kısmı ise, yukarıda dediğim gibi bu durumun doğal bir durum olarak karşılanması... Kısacık ve keyifli bir kitaptı. Dostoyevski'yi özlemiş olan ruhuma ilaç gibi geldi. Siz de eğer Dostoyevski'yi özlediyseniz bu kısacık öyküyle Dostoyevski'yi hatırlayabilirsiniz.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202074.5k okunma
··
2,826 views
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Semih, eline sağlık yazdıkların için dostum. Beyaz Geceler kadar özel bir dönemi, sevilen bir kadına atfetmek ne kadar ince bir davranıştır değil mi? Aslında şimdiye kadar okuduklarım arasında Dostoyevski'nin binalarla ve kentiyle konuştuğu tek kitabı buydu. Karakterin sevgisi o kadar özeldi ki başka kitaplarında böyle kişileştirici bir sevgi görmemiştim. Dostoyevski'nin ilk kitaplarında genelde kadınlar kötü ve karanlık tarafta yer alırken sürgünden sonra bir değişime uğrayıp aralarında bölünüyorlar sanki ve iyi olanlar da çıkabiliyor arasından. Slav toprakları ise bazen hiç beklenmedik şeylerin olabileceğini söyler bize. Orada yaşadığım zamanlar içerisinde tek başına yürüyen hiçbir kadına böyle kötü bir gözle bakıldığını görmemiştim dostum. Aslında zamanın Rusyasının sahip olduğu özgür düşünceye karşı çıkan üslubuna cevaben belki de şu anki Slav dünyası ve Avrupa ülkeleri genellikle özgür düşünce ile yönetildiği için ben ne tek yürüyen bir kadına yan gözle bakıldığını ne pis pis laflar atıldığını ne de görgüsüzce bir şekilde kadınların rahatsız edildiğine şahit olmuştum. Dostoyevski'yi özlemek ise çok güzel bir duygu, bunu ben de tadıyorum senin dediğin gibi. Araya kısa bir süre koyuyorum ve sonra tekrar okuyorum hatırlamanın verdiği zevki tadarak. Yazdıkların için verdiğin zamandan ve harcadığın emekten dolayı teşekkür ederim.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Oğuz. Senin de beğenmen beni sevindirdi. Biraz bu kitaptaki hayalperesti Budala'daki ana karaktere benzettim. Onun kadar saf ve masum bir düşünceye sahip. Çoğu zaman iki karaktere de sinirlendim okurken... Eski dönem Rusya'sından bahsetmek niyetindeyim zaten o yorumumda. Bana mı denk geldi hep bilmiyorum; ama hep yalnız başına yürüyen kadınların arkasından koşmalar ve kadına askıntı olmalar görüyorum. Elbette şimdiki modern dönemde söz konusu bile değil bu durum. Bu güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim.
Nesrin A. okurunun profil resmi
Aşklarını beyaz geceler olarak mı tanımlıyorlar? Nasıl da güzel bir benzetme. Neredeyse hep aydınlık kötü sözlerin mutsuzlukların olmadığı, güneşin hiç batmadığı iki kişilik bir dünya. Yine güzel bir yazı olmuş Semih Bey.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Hayalperestimiz Nastenka ile geçen günlerini Beyaz Geceler olarak niteliyor. Beyaz Geceler ise, Petersburg’da havanın hiç kararmadığı bir döneme verilen bir isim. Oğuz Bey’in incelemesinde ayrıntılı değinilmiş o konuya Nesrin Hanım. Bence de çok hoş bir benzetme... Ayrıca teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
harun inan okurunun profil resmi
Dostoyevski sonu belirsiz biten aşk ile bitirmesini çok seviyorum. Kaleminize, emeğinize sağlık Semih hocam.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ben de severim öyle sonları, teşekkürler Harun Bey :)
Roquentin okurunun profil resmi
Ya bugün muhteşem bir çeviriyle okuyup bitirdim de şiir gibiymiş , çok beğendim.
3 previous answer
Semih Doğan okurunun profil resmi
Çeviriden çeviriye çok değişen bir kitapmış. Ben de okuduktan sonra öğrendim.
NigRa okurunun profil resmi
Ben Hayalperest'i asıl kahramanın kafasında hayal kurarken yarattığı bir Öteki olarak düşündüm ama yanlış mı anladım acaba?
Semih Doğan okurunun profil resmi
Maalesef bu yorumunuza katılamadım Kevser Hanım. Çünkü ana karakterlerden biri Nastenka, diğeri Hayalperest. Başka bir asıl karakter yok. Anlamamış da olabilirim söylediğinizi. Biraz daha açar mısınız? :)
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.