İki yolcunun yaşça daha büyük ve bilgisiz olanı bir süre sessizce düşüncelere daldı. Bu fikri kafasında bir süre tarttıktan sonra,
"-Târih profesörüydünüz herhalde," dedi.
"-Hâyır, hiç ilgisi yok," dedi yol arkadaşı.
"-Öyleyse nasıl bu kadar çok şey öğrendiniz?"
"-Tam olarak emin değilim. Elime geçen kitapları okuyarak sanırım. Ama bunlar bilinçli bir çabayla öğreneceğiniz şeyler değil; keyif aldığınız için hâfızanızda yer eden şeyler. Çünkü eğer târihten keyif alırsanız, eğer zihniniz onun ilginç ayrıntılarından keyif alırsa, o durumda olaylar ve aktörler beyninizi işgâl ediyor ve beyniniz onlara hayat veriyor, insanları ve olayları farklı bir ışığın altında görmeye başlıyorsunuz."
"-Îtirâf ediyorum!" dedi genç subay. "-Eğer sizinki gibi bir beynim olsaydı, bütün hayâtımı okumaya adardım."