Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

95 syf.
8/10 puan verdi
''Paranın Cinleri'' yazarın kendi ifadesi ile yaşamöyküsel bir roman, bir kaç defa başlanıp bırakılan... Bu roman ile anıları artık yakasından düşsün, geçmişi peşini bıraksın istemiş ama öyle olmadığını ve asla da olamayacağını anlamış. Yine de içindeki isteğe bağlı kalarak albümünde ve belleğinde kalan fotoğraflarla geçmişi dile getirmiş. Muro Mardin'de geçen çocukluğuna olan bağlılığını '' Mardin gökyüzüne komşu bir kalenin eteklerine kurulmuş bir taşkent. Ben orada doğdum. Orada büyüdüm. Orada öldüm. Ondan sonrası bütünüyle kendi içimde çıktığım uzun bir yolculuktur.'' şeklinde ifade ediyor. Anılar, beklentiler, hayal kırıklıkları...İçindeki duyguları bastırma telaşı...Her bastırılan duygunun tek bir idealde, kendini tüm Türkiye'ye anlatabilme arzusunda toplanması .Muro' nun Mardin'i, kıymetli taşların dili...Onun için yıldızların en parlak olduğu tek dönem...Yazları avluda yatılan geceler ve uykuya en yakışanın sim işi yorgan yüzlerine vuran ay ışığı olduğu ... İçine işlemiş acılar, peşini bırakmayan intikam cinleri... Öyle güzel anlatmış ki... Okurken hem tadına doyamıyor hem de aldığı tat için vicdan azabı duyuyor insan... Kitaptan uzun bir alıntı görmek istemeyenler, lütfen okumayı burada bırakınız... Annemin aslında öz annem olmadığını on yedi yaşında öğrendiğimde, kaç yılın kuruntusunun gerçek çıkması; ablamın gerçek ablam; ağabeyimin gerçek ağabeyim olmadığını öğrenmek; dayılarımın, teyzelerimin, herkesin, her şeyin, benden bir adım geri çekildiğini ve zaten hep yabancısı olduğum bu gezegende, o güne dek bir kenarına ilişmeye çalıştığım bir dairenin hepten dışına sürüldüğümü hissetmek... Yüzünü hiç görmediğim yabancı bir kadının, İstanbul'da yaşayan bir kadının beni doğuran öz annem olduğunu bilmek, ama nerede, nasıl, kim olduğunu bilmemek... Ve hepsinden önemlisi, neden? neden? neden? Yüreğim üveylik yaralarıyla dolu. Üstelik hiçbiri üvey gibi değildi ki...Ne annem, ne ablam, ne diğerleri. Hep sevildim, gözetildim, şımartıldım. Hele annem. Ama sorun, bu değildi...Nitekim onlarla kurduğum ilişki, bu ''hakikatin'' öğrenilmesi sonrasında da hiç değişmedi. Sadece, dünyayla kurduğum ''gerçeklik'' yara almıştı bir kez, hem de arkasında taşıdığı ancak melodramlarda görülebilecek acıklı bir hikayenin bundan sonrasını benim omuzlarıma ve hayatıma yükleyerek... Her yerde hep iğreti, hep yabancı, hep sürgün gibi duran benim, yıllardır içimde yaralı bir hayvan gibi saklanan yalnızlığımı büyütmüştü bu ''üvey'' kimliğiyle hayatımı damgalayan yeni gerçek. Sonrasında kabaca söylersek: Hayattan kaçtım, sanata sığındım. Yazı' yı evlat edindim, okurları akraba... Keyifli okumalar ...
Paranın Cinleri
Paranın CinleriMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20081,214 okunma
··
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.