Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Dikkat! Spoilerimsi küçük bir bilgi içerir. :) Bana kitap okumayı sevdiren yazarın hala okumadığım kitaplarının olmasının verdiği utançla aldığım bir kitap Kasaba. Şibumi, Yirminci Mil, Katya'nın Yazı... Bu kitaplar beni çok etkilemişti ve kitap konusunda iştahımı açmıştı. (Bunların yanına Amin Maalouf'un Semerkant ve Afrikalı Leosunu da eklemek gerekir alsında ama şuan için konumuza dahil değiller. Yine de merak edenler inceler belki.) Efenim, Kasaba'nın yazım dili şimdiye kadar hiç okumadığım bir tarzdaydı. Ondan dolayı bir hayal kırıklığına uğramak üzereydim ama alışmak zor olmadı. Bildiğin belgelesel anlatımı var kitapta (En azından bana öyle geldi) Olayları üçüncü şahıs anlatıyor. Şimdiki zaman kullanılıyor. Şimdiki zaman olması dolayısıyla olduğunu düşündüğüm ve belgesel tadında olmasına neden olan şeyin betimlemelerin karakterlerin hareketleri ile birleştirildiği çok yer olması olabilir. Anlatımın içerisine öyle küçük ve basit detaylar serpiştirilmiş ki olayın içerisine dahil olmayı bırakın birebir yaşıyorsunuz hissi oluşuyor. Gelelim konuya; Kanada'da bir kasabada yaşayan ve bildiği tek şey polislik olan babacan polis memurumuzun kasabayı sahiplenişi ve kasabalılar tarafından da bu sahiplenişin kabulünü anlatıyor kitap genel olarak. Çok içine girilemeyen bir cinayet ve çözümündeki uygulanan yöntemler çok sıradan geldi bana. Katilin durduk yerde yaptığı bir itiraf olayı çözüyor. Şahsi olarak iyi bir polisiye olduğunu söyleyemiyorum ama iyi bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Çözülen bulmacalar, koşturmacalar, kovalamacalar ve heyecan yok diyebiliriz. İnsanlar var, yaşamlar, arkadaşlık ve hatıralar var... Zaman kaybı olmayan güzel bir kitap, fakat sıkı bir dedektiflik ve polisiye macera beklentisi içinde olmayın.
Kasaba
KasabaTrevanian · E Yayınları · 2018311 okunma
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.