Kitap , 4 uzun öyküden oluşuyor. Hepsi birbirine benzer olan bu öyküler kadının başörtü sorunu yaşandığı yıllardaki yalnızlığını , karamsarlığını anlatıyor. Toplumsalla bireyselin çatışma durumunu anlatıyor. İçlerinden en sevdiğim öykü ‘’ Fesleğen Sokağını Ölümü’’ ydü. Çünkü bu gibi sokakların ölümünü hala yaşıyoruz. ‘’ Oysa bilen bilir, fesleğen bir çiçektir, mütevazi konserve saksılarda bile toprağa yakın pencereleri süsleyen. ‘’ Ne çok insan , yine de ne az insan var , diyor Yazar ..