Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

88 syf.
10/10 puan verdi
Chopin'in müziğinin kaynaklarından yararlanışı, onun vatanseverliğini açıkça haykırışına ve ulusal özgürlük çağrısına bağlıdır. Pek çok yapıtında var olan keder duygusu bile salt kişisel bir keder değil, bir ulusun çektiği acının bilincidir. Chopin ile müzik, ilk defa, özgürlüğü uğrunda savaş veren, ezilen bir ulusun anlatımı haline gelir. Fryderyk Chopin 17 yaşında bir konservatuar öğrencisiydi. Okul arkadaşı Y. Fontana ve şair arkadaşı S. Vitvitski ile sık sık "delik" adlı kahveye gidiyordu. Burası, ülkelerini rus işgalinden kurtarmak isteyen "Yurtseverler Derneği" ve "Özgür Polonyalılar Birliği" adlı örgüt sempatizanlarının buluştuğu bir yerdi. Chopin bu sohbetlerde, bir süre hapis yatmış ama özgürlük düşüncesinden vazgeçmemiş gazeteci M. Mohnatski'nin sözlerinden çok etkileniyordu. Mohnatski de Chopin gibi piyano çalıyordu. Piyano o yıllarda modaydı. 1789 Fransız Devrimi, Avrupa'nın sadece siyasi-ticari değil toplumsal hayatını da değiştiriyor, Aristokrasinin yerini alan burjuvalar kendi müziklerini oluşturuyordu. Ünlü sosyolog Max Weber'e göre piyano burjuvazinin çalgısıydı. Piyanoyla halk konserleri veriliyordu. Genç Chopin sadece siyasi olarak devrimci değildi. Müziğinde de devrimciydi. Yapıtlarında Polonya'nin yerel motiflerine yer veriyordu. Aristokrat kültüre karşı ülkesinin mazurkalarını, polonezlerini kullanıyordu. Ancak zorlanıyordu. çobanların, aç insanların değil, prenseslerin hikayelerinin müziğini yapması isteniyordu ondan. Direniyordu. Direniş ruhunu babasından almıştı. Chopin'in babası Nicolas Chopin, Ruslara karşı 1793'te ayaklanan 150.000 Polonyalı'dan biriydi. Üstelik Fransa doğumluydu. Ama kalbi, karnını doyurduğu Polonya için atıyordu. Ülke sevgisi o kadar artmıştı ki zamanla Nicolas adını Mikolaj yapmıştı. Annesi Justyna Chopin ise Polonyalı idi. Chopin kendini hep Polonyalı saydı. Chopin devrimler çağının insanıydı. Özgürlüğe aşıktı, babasının yolundan gidip Polonya'yı özgürleştirmek istiyordu. Diğer yandan müzikte de olağanüstü yetenekliydi. 8 yaşında piyanoda ilk bestesini yapmıştı. Deha olarak görülüyordu. Polonya'nın iftiharıydı ve dünyanın en büyük piyano müziği bestecilerinden biri olacağına inanıyorlardı. En çok inananlar tabi ki anne ve babasıydı. Chopin'i ilk keşfeden, ona piyano çalmayı öğreten annesiydi. Ailesi konservatuvarı bitiren oğullarının Avrupa'ya gitmesini istiyordu. Chopin kararsızdı. İki nedeni vardı: birincisi, konservatuvarın en güzel kızı K. Gladkowska'ya olan platonik aşkıydı. İkincisi, çok yakında başlayacak büyük ayaklanmanın içinde olup Polonya'yı esaretten kurtarmak istiyordu. Ancak babası oğlunu bir an önce Viyana'ya göndermek için pasaport çıkardı. Chopin bu durumu arkadaşlarına üzüntüyle açıkladı. hiç de beklemediği bir tepki aldı. Arkadaşları babasına hak verdi. O bir dehaydı ve tutsak Polonya'yı yaptığı bestelerle, konserlerle dünyaya anlatmalıydı. Chopin 22 kasım 1830'da Viyana'ya vardı. Bir hafta sonra Varşova'da büyük bir ayaklanma başladı. Köylüler, çarın kardeşi Prens Konstantin'in sarayı Belweder'e saldırdı. Gaberi alınca hemen Polonya'ya dönmek istedi. Bilet bulamadı. 3 gün daha beklemesi gerekiyordu. bu arada yakın arkadaşı T. Woyciechowski onu bu kararından vazgeçirmeye çalışıyordu. Babasından gelen bir mektup Chopin'in kararını etkiledi. Babası kariyerini tehlikeye atmasını istemiyordu. Chopin gitmedi. "Devrim etüdünü besteledi. Ve Polonya'da bir ayaklanma daha kanla bastırıldı. (Polonya'daki ayaklanmalar tarihi sürecinde onlarca Polonyalı subay Osmanlı'ya sığındı. Nazım Hikmet'in dedesi Mustafa Celaleddin Paşa -yüzbaşı Konstantin Polzokic Borzecki- bunlardan sadece biriydi.) Polonya'nın bağımsızlığına kavuşamaması Chopin'i çok üzdü. Buna Viyanalıların Polonyalıları küçümser davranışları da eklenince Paris'e gitti. Paris, militan bir eğilim olarak doğan romantizmin kalesiydi. 1830 Devriminin rüzgarı esiyordu sokaklarında. Victor Hugo, Balzac, La Martine, Chateaubriand, Heine gibi yazarlar, şairler; ingres, de la croix gibi ressamlar, Meyerbeer, G. Rossini, Bellini gibi besteciler barındırıyordu bu şehir. Chopin kısa sürede Paris'teki sanatçılarla tanıştı. Kendisi gibi Paris'e gelen yaşıtı müzikdahileri alman Mendelssohn ve macar Franz Liszt(favorim) ile yakın arkadaş oldu. Chopin'in yakın dostlarından biri de Paris'teki mültecilerin önderliğini yapan Prens Adam Czartoryski idi. Polonyalı mültecilerin sohbet konuları hep Polonya'nın geleceği üzerineydi. Czartoryski silahlı ayaklanmayla sonuca gidilemeyeceğini savunanlardandı. Osmanlı himayesinde bir prenslik kurma düşü bile vardı. Hatta bu nedenle 1842'de İstanbul polonezköy'ü kurdu. Polonezköy'ün ilk adı kurucusundan dolayı Adampol idi. Polonyalılar için istanbul sürgündeki ikinci merkezleriydi. Bir sanatçı döneminin olaylarından mutlaka etkilenir. Chopin hayatı boyunca ülkesinin ulusal Kurtuluş Savaşını destekledi. Bu nedenle Rus makamlarınca kendisine sunulan uzlaşma önerilerini reddetti. Ailesini, doğup büyüdüğü vatanına hep özlem duydu ama teklif edilen bütün para ve makamları elinin tersiyle itti. mülteci olarak yaşamını sürdürdü.
Chopin Üzerine Notlar
Chopin Üzerine NotlarAndré Gide · Can Yayınları · 201199 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.