Ben hep büyük bir felaketin insanları doğru yola getirebileceğine inanmışımdır. Dünyanın arınması için insan ırkının çok büyük bir kıyım yaşaması gerektiğini düşünürüm. Bu acımasızlık ya da faşistlik olarak algılanmasın. İsteğim dünyanın daha yaşanabilir bir yer olması. İnsanlık hızla ilerliyor, o kadar hızlı ilerliyor ki hızla geçmişinden uzaklaşıyor. Öğrendiği her şeyin yaptığı her şeyin doğru olduğuna inanıyor. Ve dünyayı hatalarıyla yaşanmaz bir yer haline getiriyor. Doğaya(Dünya'ya) saygı duymadığı sürece dünyada yaşayan tüm türlerin, başta kendi, sonunu hazırlıyor.
Bu kitap benim bu fikrimi felsefi bir sohbet içinde, hem de bir gorille yazar arasında geçen , aktarıyor. Hani sohbetlerimizde hep olur ya ilk bahçe çitini çeken insan özel mülkiyeti başlattı, deriz ya. Belki de ilk hata bu diye konuşuruz. Ya da tarım insanlığın esaretle tanışmasıdır deriz. Hep o ilk hatayı ararız. İşte bu kitapta dünyada nasıl yaşamalıyız sorusuna cevap arıyor. İlk hatayı nerede yaptık onu soruyor.
Ben bir öğretmen olarak bu kitabı kendini ve dünyayı sorgulayan her öğrencime her arkadaşıma tavsiye edeceğim.