Kitabın son cümlesi şöyleydi "Şirkette Raif Efendi'nin boş masasına oturdum ve siyah kaplı defterini önüme koyarak bir kere daha okumaya başladım"
Sabahattin Ali kitabın noktası olan bu cümleyi yazdığı zaman hepimizin bir kez daha Raif Efendi'nin dünyasına misafir olacağımızı biliyor olmaliydi. Evet haklisin Sabahattin Ali ! Raif Efendi ve Maria Puderin kapısını bir kez daha çalacaktir "Kürk mantolu madonna"nin sayfalarıni çeviren her okur.. peki neydi bu kitabı bu kadar güzel yapan ? Sürprizlerle dolu olmasi ? Hayir ! Farklı bir hikaye mi ? Hayır ! Tam aksine, şu anda hangi Yeşilçam kanalını acsaniz siyah beyaz filmlerin hepsinde bir Raif Efendi ya da Maria Puder ile karsilasirsiniz. Zaten bende kitabı okurken siyah-beyaz görür oldum ve Tarık Akan ile Türkân Şoray'i başrollere koydum! her ne kadar uymasalarda.. Ama heralde hiçbiri düzenin sildigi kişilikleri, umutsuz (!) görünen bir aşk hikayesini, grileşmiş bir ruhun betimlemesini bu kadar güzel yapamazdi.. Kitabı okurken Raif Efendi bendim, Maria'yi Özleyen, bekleyen bendim! Aşık olan bendim.. İşte bu kitabı bu kadar güzel yapan bu olsa gerek..