Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

250 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitaptan uzaklaşmış bir inceleme: Bu kitabı okurken aklımdan geçen şey şuydu"Ne kadar ileri düşünülebilir? Ne kadar eşit olmayı planlıyor?" O dönem için muazzam bir kitap olduğu kesin. İnsan hakları ders kitabında okurken dikkatimi çeken en net şey: Eşit olunabilir deseler de köleden vazgeçememeleriydi. Yıllar yıllar önce de ev işleri yapmak için birilerine ihtiyaç duyuluyordu şimdi de. Ancak şunu düşünmek lazım sadece yaptıran kişi bazında düşünmek taraflılık gibi geliyor. Dul kalmış bir kadın sanırsam geçmişte sadece bu hizmet sayesinde çocuklarının karnını doyurabiliyordu. İzlediğim filmlerden ve kitaplardan çıkardığım sonuç. Herkes kendi işini yapsın demek bana inandırıcı gelmiyor. İnsanoğlu tarım devrimiyle birlikte çalışmaya başladı ve bunun sonucunda zaman ve bilgi yetersiz gelmeye başladı. Şuan bir fizik profesörü bütün fizikle alakalı bilgileri bildiğini iddia edemez. Zamanı da şöyle özetleyeyim: Bir doktorun saat 12ye kadar 100 hastaya baktığı için eleştirebiliriz ama 101 hasta kendine bakmadığı için sinirlenecek ve doktora saydıracaktır. Peki o kişiden birde ev işleriyle zaman kaybetmesi mantıklı mıdır? Tuhaf gelebilir ama eşitlik kavramı bana hiç de eşit gelmiyor. Çok sevdiğim bir cümledir: Herkese eşit davranmak her zaman adil değildir. Ama hak, emeğin karşılığı, adelet(hukukki) anlamda tabi ki eşitlik istiyorum. Kadın ve erkeğin sırf fiziksel koşullardan eşit olamayacağını düşünüyorum. Ancak bu eşitsizliği bir de insan elliyle desteklemelerine çok öfkeleniyorum. Kadına yakışmıyor cümlesini duymaktan nefret ediyorum( erkeğin sırf erkek olduğu için yanlış yapmasının kabul edilebilirliği bana iğrenç geliyor). Halterci bir kadın değilse kadına ağır taşıtılması bana saçma geliyor( Fiziksel yapı derken bunu kastediyorum). Ama kadının da sırf bu fiziksel özellikten askerlikten alı konması da bir o kadar saçma geliyor(Birebir aynı değiliz; doğal olarak bazı kadınlar en az erkekler kadar güçlü;o yüzden genelleme yapmanın sıkıntısıyla, eşitsizlikleri uçurumlara dönüştürüyoruz.). Eşit doğmadık. Eğer Tanrı eşit yaratmak isteseydi herkesi aynı görünüşlü aynı zekada aynı güçte yaratırdı. Doğuştan bir eşitsizliğimiz var. Ancak sonrasında oluşturulan eşitsizlik asıl problemimiz bu. Aslında herkesin eşitlik kavramı birbirine uymadığını gördüğümden bireysel eşitlik istememden kaynaklı tutarsız göründüğümün de farkındayım. Konudan çok kaydım kabul ediyorum, kitaba dönüyorum. Kölelerin olabilirliğini kabul etmeleri bana "insanın hala insandan üstün tutulabilirliğini atlatamadığını" gösterdi. Suçluların işe koşulması bunu çok sevdim. Her zaman böyle bir sistemimiz olsun istemişimdir(yapacak bir şeyleri olanların suçtan uzaklaştırılarak topluma da kazandırılabileceğine inanıyorum. Birde çocuğu öldürülmüş bir anne, katili yatarak görmediğinden huzura da kavuşabilir). Ama kadın kitapta ne kadar eşit gibi gösterilse de erkek merkezinden kurtulamamış bir sistem var. Kitapta erkeğin elini öptürtmek,erkeğe yalvartmak... Ne kadar mükemmel bir sistem düşünülse de hak eşitliğinin ne kadar zor kurulacağını gösteriyor. 21. yüzyılımız düşünelim. Hala Bir kadın evlenmeden önce yaptığı yatırımlara, şu cümleleri söyleyenlerimiz var "Elinoğlu yiyecek ne gerek var" Biz hala kızın değil erkeğin nasıl yaşadığını önemsiyorlar. Onun kadın değil erkek yiyecek diye düşünülüyor. Mirası erkeğe bırakırken kızlara evet şu kadar verdiğim diyerek verdiği küçük bir payı modernlik zannedenler var. Konuya geri dönersek. Bu Ütopia bugün bile imkansız bugün için bile eşitsiz.
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.